2730. (Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerini anlatımı ve övmesi)
Şemseddin’in güneşi, ne doğudadır, ne batıda;
Bu bakımdan o güneşe ulaşanların gölgeleri de
bambaşka göklerin çevresinde döner-dolaşır.
Erler, gönül gibi her yanı dolaşır dururlar;
Fakat ne konak yerine bağlıdır onlar, ne deve, eyer (Atın üstüne binmek için konan) kaydına düşerler.
Güneşin tesiriyle suyumuz, toprağımız gönül
kesilmiştir;
Cüzlerimiz (Bütünün
parçaları), gönül gibi gökyüzünün de üstünde uçup gezmededir.
Zaten gökyüzü de nedir ki gönlümüz o yana gitsin;
Şu bedenimiz, şu canımız, gönlümüz, tamamıyla o
güzele vurulmuştur, onun yanındadır hep.
Ayrılık derdiyle dudağımız kupkuruydu, gözlerimiz
yaş içinde;
Şimdiyse onunla buluştuk, o buluşmanın ışığıyla ne o
kuru, ne bu yaş.
Gittiler, geldiler, maksatlarına ulaştılar;
Başkalarıysa bulanık su gibi kendi sularında, kendi
topraklarında bus-bulanık kaldılar.
Aşığın, aşkın tabiatı, dört tabiattan (Benlikten, toplumdan, doğadan, zamandan) dışarıdadır,
âşıklar, dört unsurdan da (Toprak, hava, su ateş)
yüzlerce yıl üstündür, beş duygudan da (koklama, tatma,
görme, dokunma, duyma) yedi gökten de.
Beşinci tabiat (Aşkın doğal
yapısı, davranış biçimi), canın yularını tutar da çekerse sus, şu
cihandan bahsetme, terci’ (Aşkı öven veznini) söylemeye
bak.
Gerçekler göğüne yönel, o diyara yürü;
Oraya giden, ne yayadır ne atlı (Kanatsız uçandır).
Aşkın çevresinde dönüp dolaşırken nerden
toza-toprağa batacak?
Issı (Sıcaklığını),
aydın, güzel bir halde güneş gibi apaydın at süredur.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Şemsi Tebrizi
Hazretlerini sevenin dünya yaşantısından kurtulacağını, gökyüzü yaşamına
alışacağını öğrendik.
2.
Şems Hazretlerine
ulaşabilenlerin gökyüzünde yer edindiklerini, ulaşmayanların ise yeryüzünde
bulanık bir hayat yaşamaya devam ettiklerini öğrendik.
3.
İnsanı; benliğin,
toplumun, yaşadığımız yerin ve zamanın esiri edecek şekilde tesir ettiğini,
bundan kurtulmak gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şu an yaşadığımız âlemin en altta olan bir âlem
olduğunu, bu âlemin tesirinde olduğumuzu ancak bedenimiz bu âlemde yaşarken
gönlümüzü Allah’a ve dostlarına verirsek canımızın yüksek âlemde yaşama
şansının olduğunu,
Bu yaşayış biçimini Allah dostlarından
öğrenebileceğimizi, gerçek olduğunu bizzat yaşayacağımızı, Allah dostlarının
öğretilerinde abartma, kandırma, yanıltma olmadığını göreceğimizi, sözlerini
doğrulayıp tasdik edeceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ