2540. Bu, onun yüzünü seyrederken
aşkından ellerini doğrar (Yusuf’un gibi güzeli görenler
kendilerinden geçip ellerini keserler.).
Öbürü, ne kötü kişi der, canına
kast eder onun.
O perde, yünden dokunma perde
değildir, hasetten (Kıskançlıktan, çekemezlikten)
meydana gelen bir perdedir;
Dosta o perdenin ardından bakma,
çirkin görünür çünkü.
Nefsin, bir Şeytandır ki haset,
onun vasıflarının (Özekliklerinden) bir cüzüdür
(Bütünü oluşturan bölümden her biri);
Artık sen düşün, tümü ne kadar
çirkindir (Hoş olmayan, yakışık almayan söz ve davranıştır)
ne kadar pis (İçinden çıkılması güç, karışık zararlı
durumdur).
O çirkin yılanı sen tutmuşsun da
sütle besliyorsun şimdi;
Pek yakında ejderha kesilir, onun
tabiatında insan yiyicilik (İnsanı mahvetmek yapısında)
vardır.
A ejderha öldüren şimşek,
üstünlük göğünden parla, çek onu, çünkü ruh sıkılıyor, zorlara düşüyor onun
yüzünden.
Göğse konmak, başköşeye geçmek
istiyorsan gönül gibi harfsiz bir hale gel, sözü bırak;
Çünkü şu dilin, söz yüzünden kapı
ardındaki dilenciye dönüyor.
Ne (Yanaşabileceğim)
kıyın var, ne (Sığınabileceğim) kucağın, amma gene de kucakla bizi, Allah da bilir,
aşığı okşamak, onun gönlünü almak ayıp değildir.
Ne ucun var, ne bucağın, ey aman
bilmez deniz;
Kıyıya vurmazsın, aman nedir,
bilmezsin sen.
Ay yüzünü âşıklara gösterdiğin
geceden beri herkes, kararı olmayan gökyüzüne döndü, kimseciklerde ne huzur
kaldı, ne karar.
Üstünlük, lütuf (Önem verilen, saygı duyulan birinden gelen iyilik, yardım)-ihsan
denizinin feyzinden (Karşılık beklemeden yapılan
yardımın bolluğundan) başka hiçbir şeyde ümidimiz yok;
Çünkü senin övüş incilerini
saçmamıza imkân yok.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1. Kıskançlık ve çekemezlik olan hasedin çok kötü huy
olduğunu, dikkatli olup bu hastalığa yakalanmamamız gerektiğini öğrendik.
2. Harfsiz sözsüz konuşmayı öğrenip uygulamamız
gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’ın ve Allah’ın yetki verip
görevlendirdiği güzel kişinin bize iyilik yapmasını ümitle beklememiz, bizimle
ilgilenmesini beklememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ