8 Nisan 2016 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2520 İNCİ BEYİT

2520. Topal tilki, aslana aşığım diye yollara düştü;
Dedim ki: “ Bu lafla (Sözü söylemekle), hay-huyla (Gürültüyle, telaşla) olacak iş değil”

Tutalım âşıkların yanışı-yakılışı, ateşi, sende yok;
Fakat utancın (Onurun) nereye gitti, pek de yüzsüzmüşsün (Utanman yokmuş, sıkılmazmışsın, gülünç duruma düşmekten çekinmezmişsin, arsızmışsın).

Âşık ejderhaya benzer, sense bir kurtcağız (Solucan) bile değilsin.
Âşık defineler gibidir, sendeyse habbesi (Bir tanesi) bile yok definenin.

Aşka dair iki-üç söz duy benden;
Gerçi aşka dair bahse (Konuya) girişmeme mecalim (Gücüm-kuvvetim) de yok amma gene dinle.

Önce şunu bil ki aşkın ne önü vardır, ne sonu;
Nereye bakarsan bak, ondan münezzehtir (Temizdir, uzaktır) aşk.

Şu âhır (Sonraki) zamanda eşek (Kaba, düşüncesiz) arıyorsan var, ara;
Mesih (Dokunduğu hastayı derhal iyileştiren) aranmaz bu yanda zaten.

İsa, gönül nuruyla (Nefesinde hayat bulunan, nefesi şifa veren, nefesi tesirli kişi) o eşekten (Kaba, düşüncesiz kişiden) ayrılmıştır;

Gönül, işkembe gibi kat-kat pisliklerle dolu değildir.

Eşekle (Kaba, düşüncesiz kişi ile) meydana gelme (Beraber iş yapma), eşeğe binen saldırıp koşturamaz, eşekle top çevgen (Polo) oynanamaz.

Bir Hintli sakiye benzeyen gönlüm, gam Türkü, at oynatmasın diye bir meclistir kurdu;
Çünkü bugün toy (Ziyafet) yok.

Şehre sarhoş olarak geleyim de bütün şehirliler, bu kulun mahalle dilencilerinden (Geçimini sağlamak için ısrarlı ve arsızca bir şeyler isteyen) biri olmadığını anlasınlar.
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Tutkulu bir sevgiyle seviyorum, aşığım diye o yüce varlığa iddia etmenin yanlış olacağını öğrendik.
2.    Kaba ve düşüncesiz kişinin arkadaşlığı veya önderliği ile aşk yolunda koşulamayacağını, aşk oyunu oynanamayacağını öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri dilenci olmadığını, böyle bir anlayıştan uzak durduğunu, yalnız Allah’a muhtaç biri olduğunu öğrendik, anladık.

Mevlana hazretleri mutluluğundan dolayı sarhoş gibi olduğunu, bulunduğu halkın dikkatinden uzak durmaya çalıştığını, halktan uzak durmaya çalıştığını öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar