22 Nisan 2016 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2660 İNCİ BEYİT

2660. O pencereden (Gönül penceresinden) evin içine bir bak, seyret bakalım, karanlık mı yoksa aydınlık mı ev?

Aydınlıksa aydınlığı sana vuruyorsa bil ki Lâ’l, akıyk (Akik) madenidir (Değerli kaynaktır), definedir (Kendini saklayandır), hazinedir (Bağlılık duyulan, değer verilen kimsedir) adeta.

Otur yanıma; beydir (Küçük bir toplumun başkanıdır) , yiğittir (Gözü pektir, düşüncelerini söylemekten çekinmeyendir) o;
Yoluna güller saç;
Selvidir (Uzun boylu), süsendir (Güzel kokulu çiçektir) o.

Dola kollarını boynuna, kucakla onu;
Boynu pek yücedir, kâm (Zevk, mutluluk, tat) al şu kucaklamadan.

Yürü varını-yoğunu onun yanına taşı, yanı başında ev tut (Yakınlaş);
Çünkü orası meleklerin dinledikleri, konakladıkları yerdir.

Anlatmayı istiyorum, fakat şu gönlüm tir-tir titriyor, çünkü görülmemiş, eşsiz, benlikten uzak bir şeydir o.

Bir yerde o, olmazsa şu canla beden, suyla yağ gibi birbirinden kaçar.

Ağzımda, dudağımda demir bağlar var amma ister titre, ister titreme, sana söyleyeceğim, bu işte.

Aşk Davud’una demirleri yarmak da nedir ki?
Sus ki aşk padişahı, bir acayip Rüstem (Girdiği savaşları kazanan İranlı yiğit gibi)’dir.

Sevgilimin sakilik etmesini (Ruhuma Allah sevgisi, Allah nuru saçmasını), dudaklarının şarabını (Hiç duyulmamış Allah sözlerini) sunmasını istiyorum;
Mahmur nergise benzeyen (Dalgın bakışlı) gözlerinin de sarhoşluk etmesini (Dalgınlık içinde olmasını) diliyorum.
                       ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Bir kişinin yanına vardığımızda biraz kendisini dinlediğimizde: bizde üzüntü, sıkıntı, perişanlık, anlaşılmayan, sonu ne olacağı bilinmeyen düşünceler oluşuyorsa o insanın gönlü karanlık olduğunu, dostluk kurulamayacak kişi olduğunu öğrendik.
2.    Bir kişinin yanına vardığımızda biraz kendisini dinlediğimizde: kolayca anlaşılacak derecede anlatıyorsa, kötülüklerden uzak, temiz, açık durumda bulunan, aydın, anlaşılır biçimde görünen kişinin aydınlık gönüle sahip olduğunu, dostluk kurulması gereken kişi olduğunu öğrendik.
3.    Aydın gönüllü kişiye hizmet ederek, ikram ederek yakınlaşmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Aydınlık gönle sahip olmayan kişiden kaçıldığını öğrendik.
                            *
İşte böyle yaren;
Hiç kimsenin duymadı Allah sözlerini söyleyen bir kişiye yakın olmak ve bu sözlerle kendimizden geçmek isteğinde olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Tanrı sözlerini söyleyen kişiyi bulmak için arayışımıza devam etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                            *

RAVLİ

Popüler Yayınlar