2650. Bütün dünyanın heves ettiği, aşkına düştüğü o
güzel (Tebrizli Tanrı Şems’i), balçıktan
yaratılmıştır (Farklı yaratılmamıştır), fakat
Tanrı kudretiyle süslenmiş, bezenmiştir.
Bugün, nerde bir ölü varsa can bulur, dirilir;
Kör bile bir başka göze sahip olur bugün.
Kuru olmayan dal, ateşten emindir;
Oklu kirpiye oktan ne gam (Endişe
yoktur).
Sen, yüzünü sevgilinin öpüp durduğu aşığa bak (Mevlana Hazretlerine yapılanlara bak);
Yüzünün zayıflığına, sarığına, gözlerinin durmadan
yaş dökmesine (Mevlana Hazretlerinin ne halde olduğuna)
bakma.
Nice beden var ki toprak esiri (Toprağa bağlanmış), fakat gönlü, gökyüzünde buyruk
yürütmede.
Nice tohum var ki yer altında, fakat ondan biten
ağaç yücelmiş, boy atmış.
Gönlü mücevher (Çok kıymetli),
inci (Şekli değişmeyen sırlar) definesi kesilen
(Değerli şeylerin saklandığı), nasıl olur da
toprakta yurt tutar?
Sevgilisi kucağındayken nice olur da aşığın gönlü
daralır, sıkılır?
A ölümü yıkayan, çenemi sıkıca bağla benim;
Çünkü canım da, gönlüm de ağızsız-dudaksız, gizlice
şekerler tatmada (Tatlı bir yaşam sürmede).
Sus, çeneni oynatma;
Seni yıkayan yok;
Senin durağın ne beş duygudur (Kibir, bencillik, hırs, öfke, şehvet), ne altı cihet (Yön: Yukarı, aşağı, sağ, sol,
ön, arka).
Kardeş, gönülden gönüle bir pencere var derler;
Sakın pencereyi delik, yarık bırakma, hatta iğne
yordamı kadar bile olsa ört o deliği.(Gönlüne her şeyin girmesine imkan verme)
Kim bu gönül penceresinden gafil (Habersiz) olursa zamanenin (İçinde
bulunduğumuz zamanın) en üstün bilgini bile olsa nafile (Yararsız), kördür (Olguları
sezme ve kavrama yetisi olmayan), ahmağın (Aklını,
bilgisini doğru, yerinde, gereği gibi kullanamayan) biridir.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Bizi bağlayan tüm
bağlardan kurtulmanın yolunun Allah’ın süslediği Allah dostunu arayıp bulmamız,
onu kendimize önder etmemiz ve bu önderimize sevgiliye nasıl yaklaşıyorsak,
nasıl davranıyorsak öyle davranmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Uygun olmak,
olgunluğa adım atmak için bizi bağlayan, gereksiz meşgul eden uğraşılardan
kendimizi temizlememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aklımızla, edindiğimiz bilgileri doğru kullanmakla
olguları sezmek ve kavrama yetisi kazandığımızı öğrendik, anladık.
Doğrudan hakikate ulaşmak için gönül dediğimiz, altı
yönde isteklerimizin toplandığı, beş duyunun fena tesirleriyle hareketsiz kalan
gönlü Tanrının süslediği dosttan başkasına sıkıca kapatmamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ