2430. O örtünün ışığı bile âlemi yakıp yandırıyor;
Yarabbi!
O padişah yüzünü açarsa hal nice olur?
Aşk, bana uğradı, geçti, ben ardına düştüm, koşmaya
başladım;
Derken geri döndü de kartal gibi saldırdı, beni bir lokma
etti de yutuverdi.
O beni yutunca zamaneden vazgeçtim, tatlı mı tatlı
bir denize daldım, azaptan (Büyük sıkıntılardan,
eziyetlerden) da kurtuldum, elemden (Acılardan,
üzüntülerden, dertlerden, kederlerden) de (Kurtuldum).
Belâ lokmalarını yiyip sindirmeyen (İçinden çıkılması güç durumu anlayışla karşılayıp benimseyen,
kendisine mal edemeyen, sorundan kaçan kimse), bu şarabın lezzetini
tatmamış kişidir.
Ona güvenirler de Peygamberler, bu güvençle (Allah’a güvenerek, inanarak) belâları şerbet gibi
içerler (İçselleştirirler);
Çünkü su, hiçbir vakit ateşten korkmaz.
Feleğin rüyada bile görmediği o Ay gene doğdu (Tebrizli Tanrı Şems’i kendini gösterdi), hiçbir suyla
sönmeyecek ateşi gene tutuşturdu.
Beden evine bak, canımı seyret;
Aşk şarabiyle bu sarhoş olmuş, öbürü yıkılmış
yerlere döşenmiş.
Meyhane sahibi gönlümle eş-dost olunca kanım, aşkla
şarap kesilmiş, ciğerim de kebap olmuş gitmiş.
Göz, hayaliyle dopdolu bir hale geldi mi bir sestir,
gelir:
“ Ne de güzelsin a kadeh,
maşallah sana a şarap”
Tebriz’in öğündüğü Şemseddin’in yüzü, bir güneştir
ki gönüller, bulut gibi ardına düşmüştür, koşup durmadadır.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın insanı
tamamen kapladığını, değiştirdiğini öğrendik.
2.
Tebrizli Tanrı Şems’ine Âşık olan kişinin
cesur olacağını, sıkıntılardan, tehlikelerden kurtulduğunu öğrendik.
3.
Allah’a güvenen
kişinin sorunlardan, sıkıntılardan kaçmayacağını, adeta gıda gibi kabul
ettiklerini, sıkıntıları, sorunları hallettiklerini öğrendik.
4.
Allah dostlarını
tutkulu bir sevgiyle sevenin sarhoş gibi tatlı bir sevinç ve hoşluk içine
gireceğini, aklı başında, doğru seçimler yapan biri olacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems’i Tebrizi Hazretlerini tanımamız, bilmemiz,
sevmemiz ve sevgiyle bağlanmamız gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ