2270. Sus ki onların (Allah
dostlarının) himmetleri (Yardımları) seninledir,
senin belalarından kurtulman da onların himmetlerinin (Kayırmalarının)
tesirindendir.
Gece geçti gitti de başımızdan geçenler bitmedi, anlatamadık
onları, tamamlanmadı;
Fakat çaresiz tamamlamamız, hepsini bir-bir
anlatmamız gerek.
Allah’a and (Yemin) olsun,
Âdem devrinden bu ana kadar şu uzun kamış kısalmamıştır, kıyamete dek de
kısalmaz.
Fakat nerdeyse tamamlandı-tamamlanacak gibi görünüyor,
hani Türk de yol soran yolcuya “Ahancık” der ya, tıpkı onun gibi.
Türk’ün “Ahancık” demesinden maksadı ne?
Yolun bitmek üzere olduğunu, varılacak yerin
yaklaştığını anlatarak sana hız vermek, güç-kuvvet vermek.
Mademki yol alınacak, durmak ölümdür sana;
Bu böyleyken artık seni, gel gir otağa diye nasıl
konuklayabilir (Hedefe ulaşmanda seni geciktirmek istenmez)?
Öylesine bir mürüvvet (Yiğitlik,
mertlik, cömertlik) sahibidir ki canını bile esirgemez senden;
Fakat tuttu da seni yoldan alıkoydu mu belalara
uğradın gitti.
Türk hakkında kötü bir sanıya kapılma, onu töhmet
altına alma (Suçlamaya kalkma), Hihdu gibi inada
düşme (Karşı çıkma), yürü ey yol arkadaşı, koş.
Orda, senin niyetine ateşe üç nal koydular (Özlem çekilenin çabuk geri gelmesi için yapılan büyü eylemi),
orda yakınların, akrabaların kulakları kirişte (Titreşimlerini
duymak için), hep seni bekliyorlar.
A vefalı dost (Sevgisinde,
bağlılığında devamlı olan), kerem (Ululuk,
asillik, yücelik) sahiplerine iştiyak (Özlem)
çekiyorsun da tatlı, arı-duru su nasıl boğazından geçiyor?
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostlarının
Allah’ı arayışta olanlara, Allah’ın emri ile yardım ettiğini, gözettiğini,
kayırdığını öğrendik.
2.
Allah’a kavuşana
kadar oyalanmadan, dinlenmeden arayış ve hareket içinde olmamız gerektiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Soylu, asil, büyük, ulu kişileri bilmemiz ve onlara
özlemle kavuşmak için heyecanımızı aktif tutmamız gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ