2330. Kese (Altın, gümüş para
konan küçük torbanın ağzı) büzülmezse, hırsız onu yırtmış olursa o
kesede para nasıl durur, gümüşlerin biri bile onda kalmaz, dökülür gider.
Sarhoşluk, âşıklık, gençlik, bir de sevgilimiz gibi
bir sevgili;
Nevruz, ilkbahar, yeşillik, haydin, gelin diye
çağırıp durmada.
Dünyanın gözü asla böylesine bir bahar görmedi;
Dağdan-ovadan kimya bitmede.
Her ağaca bir huri dayanmış;
Görebilirsen, görüşe sahipsen görürsün, bak da seyret.
Çiçekler, tas-tas can şarabı içmede;
Bak, seni de çağırıyor.
Şarap içmesini görmediysen bari çiçeklerin seyrine
dal;
Aferin, var ol a çiçek, merhaba, ey şarap.
Süsen goncaya, ne diye yatıp uyuya kalmışsın, kalk,
sıçra diyor, mum var, güzel var, şarap var, fitneler (Karışıklıklar,
kargaşalar), işveler (Güzellerin hoşlukları,
aldatıcı tavırları, nazları, cilveleri) var.
Reyhanlar, lâleler, ellerine şarap kadehlerini
almışlar;
Bu bağış kimden?
Tanrıdan başka kimden olabilir ki!
Tanrıdan başka herkes yoksul, herkes kederli,
herkesin suratı ekşi;
Görünüşte zengin amma iç yüzde suratı asık, kara bir
yoksul herkes.
Dilenciden dilenmek akıl alameti değildir;
Bir yudumcuk şarap içmişti de o da sarhoş olmuştu
bizim gibi.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Tanrı
sarhoşluğunun, tutkulu sevmenin, gençliğin, güzel bir sevgilimizin olmasının
zenginlik içinde olduğumuzu gösterdiğini öğrendik.
2.
Kazandığımız ve
bize sebepsiz verilenlere sahip olup değerini bilmemiz ve korumamız gerektiğini
öğrendik.
3.
Allah’tan başka
herkesin ihtiyaç sahibi, yoksul ve muhtaç olduğunu öğrendik.
4.
Görünüşte zengin,
asık, kara suratlı, aslında dilenci olan kişiye karşı kendisini acındırarak bir
şey istemenin aklı başında olanın yapmaması gereken bir davranış biçimi
olmadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Güzelleri
ve güzel olanı görebilmek için görüş sahibi olmamız gerektiğini öğrendik,
anladık.
Gören
gözün çiçeklerin durumuna ve güzelliklerine dikkatlice bakması gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ