28 Mart 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2410 İNCİ BEYİT

2410. Terviye günü (Hac ayı olan ve Arap yılının son ayı bulunan Zilhiccenin yedinci günü) o beliğ (Güzel sözlerle söylenen) hutbeyi dinle, sonra haydi, Arafat’a (Mekke civarında bulunan mukaddes dağa) gel.

Durak yerine gel de dağa yakın yerde dur, geceyi orada geçir, sabaha kadar kal orada.

Sonra yüzünü Minâ’ya tut, ondan sonra da yedi taş al, at o taşları (Hac törenlerindendir, Üç kere yedi taş atılarak şeytan taşlanmış olur).

Selam bizden Hatîm’e, Rükn’e (Kâ’be’ye dahilken sonradan Kâ’be tamir edilirken duvarın dışında kalan bir kısım vardır ki burası küçük bir duvarla belirtilmiştir.
Bu duvara ve o kısma Hâtim adı verilir ve tavaf o duvarın dışından yapılır.
Rükn, Kâ’be’nin köşelerinde bulunan ve namaz kılınan yerlerdir);

Ne de iştiyakımız  (Özlemimiz) var Zemzem’e (Mübarek suya), o vefa (Sevgisinde ve dostluğunda devamlı olan) konağına.

Bir sabah gelir ki uykudan kalkarız, seher yeli, Halil’in konak yerinden Mekke ayrılığı kokusunu getirir bize.

Uykumu bağladın ey Ay, aç yüzündeki örtüyü de huzurunda güneş, şükür secdelerine kapansın.

Eteğini tuttum, elimi büktün;
İşte şimdicek el çektim, bari sen vefadan yüz çevirme (Sevgini ve dostluğunu devam ettir).

Acele etme dedin, acelecilik şeytan işidir (Hadis);
Şeytan ona derler ki acele etmez de koşup sana gelmez.

Yarabbi diyorum, bir gün gelecek mi ki kendimi, tapısına niyaz (Yalvarır, yakarır, dua) eder göreyim;
Binlerce Yarabbi, bir kerecik o cevaba iştiyak (Özlem) çekmede.

Ateşli canlar, ateşlere düşmüş, yanıp kavrulan gönüller, topraktan da daha fazla susamışlar, testileri ellerine almışlar, su-su deyip duruyorlar.
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                         ***
Neler öğrendik;
1. Allah’a yalvarışın, hitap etmenin imanlı kişiye özel bir zevk verdiğini, alışkanlık yaptığını öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Allah’a kavuşmak için acele etmek diğer işlerde yavaş ve ağır davranmak gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar