2320. A diri oğlu diri, ölülerin kokusuyla nasılsın,
ne haldesin?
Şu ölüler, içini sıkmıyor mu senin?
Her iki (Mana ve madde)
dünya da yaşayış bağışlayan ezeli, ebedi diriyle dolu;
Beş günlük cana kanaat edip de ayrılma bizden.
Zerreler sayısınca canların her biri, ululuk
göklerinde güneş gibi oynamada, takla atıp durmada.
Onlar da önceden bizim gibi yarasaydı;
Yarasa, o lütufla (İyilikle),
o bağışla güneş kesildi.
A aşk sufileri (Kendini
Allah’a adamış);
Yırtın hırkalarınızı (Kalıplardan,
kurallardan kurtul);
Gül bile seher yelinin lezzetiyle yüzlerce elbise
yırttı.
Çünkü sevgiliden ayrıldı, dikene giriftar (Tutulmuş, yakalanmış) oldu;
Şu iki dert yüzünden gülün sabrı-kararı kalmadı.
Gayb âleminden biri göründü, yüz gösterdi de bir
davet etti;
Çekilip gidiverdi;
Görünür-görünmez de bu yol kısadır, ayağın yoksa
bile yürü (Bir şekilde ilerle) dedi.
Ben de sustum, gülün ardına düştüm, gittim, benden
reyhan’a, lâleye selam söyleyin, onlara saygılarımı sunun siz.
Gönül, sözle dopdolu, fakat söylemeye imkân yok, ey
sûfilerin canları, siz dudaklarınızı açın, siz söyleyin başımızdan geçenleri.
O halleri söyleyin ki henüz belirip meydana çıkmadı;
Çünkü geçmişten bahsetmek, sûfilerin huyu değildir.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlevi
topluluğundan uzaklaşanların ruhunun ölüler topluluğuna gidileceğini öğrendik.
2.
Dünya yaşamına
bağlanmış canın kurtarıp ölümsüz canların arasına sokmamız gerektiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah’a kendini adamış kişilerin geçmişten
bahsetmediklerini, yaşanmışı bir sonraki aşama için sıçrayış kabul ettiklerini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ