2420. Acı toprağa (Durumuna
üzül), şu dört unsur (Toprak, hava, ateş, su)
içinde odur elsiz-ayaksız, yuvarlanmadadır, halden hale girmede.
Biraz hafifledi, tez canlı bir hale geldi mi (Toz oldu mu) ancak topallıya-topallıya buluta doğru
birkaç adım atar, işte onun en çabuk, en çevik hareketi budur ancak.
Böyle birkaç adım atar da topalın yürüyüşü, şimşeği
güldürür, o sözü güzel gök gürültüsü de acır, şefaat eder (Aracı olur) ona.
Bulut sakalarına (Su dağıtıcılarına)
kalkın der, yeryüzü susuzlarına karşı coşun, kurtarın onları sıkıntıdan.
Tutalım, ben söylemiyorum bu sözü, yanıp kavrulan
gönüllerin kokuları, acıyış burnunuza gelmiyor mu?
Derken bulut sakaları hemen yürürler, şarapla dolu
kırbalarını, küplerini, tulumlarını alıp yeryüzüne suvarırlar (Su içirirler).
Sus, aşk definesini yıkık yerlerde ara;
Bu define, bahar mevsiminde, yıkık yerlerde biter,
yeşerir.
Aşk gönlümü yıktı;
Şu yıkık gönlüme güneşin vurması gerek.
O padişah (Tebrizli Tanrı
Şems’i) bana, kendi duasını gene de kendisi kabul etmiş;
Bu haberi duydum da utancımdan elden-ayaktan oldum,
yerlere serildim.
Beni yatıştırmak için nice defalar yüzünü gösterdi
amma dedim ki:
“ Evet, yüzünü gördüm,
gördüm amma örtülüydü yüzün, gördüğüm bir örtü ancak”.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
İhtiyaç ve özlem
ne kadar fazlalaşırsa bir şekilde karşılandığını öğrendik.
2.
Toprak bile susuz
kalıp, suya hasret olduğu zaman, kendinden bir parça olan tozunu yağmur
bulutuna ulaştırdığı zaman suya kandığını öğrendik.
3.
Âşık olacağımız
kişiyi, aşkı öğreneceğimiz yerin gösterişten uzak yerde olacağını, bu kişinin
ve yerin de kendini gösterişten uzak olacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ruha Allah’ı sevgisi, Allah nuru saçan kişinin bize
bağışladıklarıyla yetinmeyip, terbiyeye uyarak, daha fazlasını istememiz ve bu yaklaşımında
olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ