11 Mart 2016 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 2260 İNCİ BEYİT

2260. Canlar bile böyle (Allah dostu) bedeni görünce şaşırıp kalırlar, hele şu kara toprağa bak derler, bizi bile geçti de padişah oldu, kendisine uyulur (Doğru önerileri olan, önerilerinden zarar görülmeyen) bir er kesildi.

Kendisine uyulmadan (Büyük, güzel, önder biri diye) söz edilir burada;
Onun vardığı yere ondan önce ayak basarsak azgınlığa düşmüş oluruz, yanar gideriz.

Bunu hiç ummuyorduk, onu kınayıp duruyorduk.
A yoksul, hiçbir insanı hor (Değersiz) görme.

Susuz topraklar, bizim yüzümüzden yeşersin, çimenler bitirsin diye su gibi gülün içinde, reyhanın özünde yola düştük, akıp gidiyoruz biz.

Toprak, elsiz-ayaksızdır, ciğeri yanmıştır, susamıştır;
O yüzden dereler, ırmaklar, koşa-koşa akar.

Bostan, boyuna su vermektedir, çünkü dadıdır, dadılık etmektedir o;
Dadı, bitki çocuklarını yer-yer arar, çağırır.

Bizi, bu çekişler, can şehrinden çekti, yüz binlerce konağa uğratarak ta yokluk âlemine kadar getirdi.

Gene de can şehrinden gizli, açık elçiler gelmede, gel yakınlarına ulaş diye bizi çağırmada;

Yeni dostlar edindin, bizi bıraktın, sen bizsiz belki hoşsun amma biz sensiz edemiyoruz, halimiz hoş değil diyor elçiler.

Hocam, şu mahzunluğun (Üzgünlüğün), şu kaderin (Kaçınılamaz yazgının), yakınlarının ah (Beddua) etmesinden;
Kime eş olduysan seni bıraktı gitti.
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Kimin ne değerde olduğunu kolayca anlayamayacağımızdan dolayı insanları değersiz gözle bakmamamız gerektiğini örendik.
2.    Bağın, bahçenin, toprağın, ağlayışın, yalvarışın, acizliğin, yanışın, susamışlığın, duanın elinde olanağı olanı kendine doğru kuvvetlice çektiğini, ihtiyacı olanın ihtiyacını karşılayıp güzelleştirdiğini öğrendik.
3.    Güzelleştirenin de güzelleştirdiğini kendi haline bırakmadığını, gözetip koruduğunu öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin varoluştan yok oluşa kadar, maddeden mamaya, manadan maddeye akış olduğunu, bunu kendine çekiş gücü ile yaptığını, gizli açık sayısız deliller olduğunu, habersiz olanlara haberler verildiğini, dikkatlice gözlem yapmamız, varoluşun işleyişini anlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar