2190. (Mevlana Hazretlerinin
Allah’ı anlatımı)
Geceleri ışıtan Ay ışığısın, dudakta balsın,
şekersin.
Yarabbi (Ey Allah’ım),
kimsin sen?
Hâsılı baştanbaşa lâtifsin, tazesin, görülmemiş bir
şeysin sen.
Senden her an ululuk, güzellik, nur, yücelik;
Bizden de gönül vermek, can vermek, baş vermek;
Bu çeşit alış-veriş daha hoş, daha güzel,
Ne güzel şeyler vermedesin, ne hoş şeyler almadasın.
Aşkından canımızı kurtarmaya imkân yok, şekerler
gibi eriyip gitmek gelir elimizden ancak;
Senin elinle sunulan zehir bile bizce, kaynağından
sunulan abıhayattır.
Her an bir şekil, bir suret görüyorsun, fakat doğmak
yok, kendiliğinden beliriyor bunlar;
Gözde çoğalıyorlar, göze görünüyorlar ancak.
Gizli mecliste can nimetinden yiyebildiğin kadar ye,
izin almak, izin istemek yok.
Ye o meyvelerden ki olgunluğundan, letafetinden
avucuna aldın mı su olur, erir;
Onun nur meyvesini avuca almaya bile imkân yok.
O Hıta türkünün saçından gelen koku, ne Tatar
diyarındaki miskte var, ne lâden amberinde.
Kaza ve kaderi, canları beden havanında dövüp
ezmede, fakat bu aşk sürmesi, o havana lâyık değil.
Sen hiç böyle sürme gördün mü?
Tekrar oraya, senlik, benlik olmayan yere gitmek
için dövülüp ezildiği havanları ezer, eritir.
Orada ne mezhep var, ne din;
Yepyeni törenli bir bahçe orası;
Orada gülfidanından, nesrinden, laleden, süsenden
başka bir şey yok.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ın dostlarını ağırladığı, ikramlarda bulunduğu çok özel yerin var
olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Algılarımızın ve aklımızın daha ilerisinde ve çok
üstün olan âlemlerin olduğunu, Allah’a ve Allah dostlarına dost olanların
ulaşabilecekleri, kalabilecekleri yerlerin olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ