2180. (Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerini anlatımı)
Şu iki-üç körün önüne konmuş bir mumsun, bir
kandilsin sen, körlerin gürültüsüyle, sopalarının yarasıyla ne âlemdesin?
Ey seher yeli, gönüle haber götür, selam söyle
bizden de, de ki:
“Bütün bunlarla beraber nasılsın ey Davud gibi güzel
sesli dost?”
Ben sustum, amma tamamını sen söyle; de ki:
“ Ey yiyip içeceği bol mu bol, (Fakat) susuz, Tanrı kadehiyle ne haldesin?”
Sevgili, ne diye bunca zamandır, gurbet ilde eğlenip
(Oyalanıp) kalıyorsun?
Şu gurbetten geri gel artık, niceye bir bu
perişanlık?
Yüzlerce mektup gönderdim, yüz çeşit yol gösterdim;
Ya yol bilmiyorsun, ya mektuplarımı okumuyorsun.
Mektubumu okumuyorsan zaten mektup seni okur,
meramımı anlatır sana;
Yol bilmiyorsan zaten yol bilenin avucundasın.
Geri gel, o mecliste senin kadrini (Kıymetini), değerini kimsecikler bilmez;
Taşyüreklilerle oturma, çünkü bu madenin incisisin
sen.
A candan da kurtulan, gönülden de;
A iki 3alemden de elini yıkayan, a dünya tuzağından
sıçrayıp kaçan, uçup giden, geri gel, çünkü alıcı doğanlardansın sen.
Su da sensin, ırmak da sen;
Öyleyken gene de su arayıp duruyorsun.
Hem aslansın sen, hem ceylan, hem de onlardan daha
da güzelsin sen.
Senden cana dek nice yol var;
Fakat sen mi daha güzelsin, daha eşsizsin, yoksa can
mı?
Canla mı birleştin, yoksa sevgilinin ışığı mısın
sen?
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Gözü olup da
görme yeteneğini kaybetmiş yani anlamayanların söz ve davranışlarından aydın
kişilerin rahatsız olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini özlediğini, özlemle
davet ettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ