1760. (Şems Hazretlerinin
ayrılışı)
Alt-üst oldun da gittin amma şu aşağılık yerden
neşeyle, sarhoş bir halde o üstün âleme, o hükmediş, buyruk yürütüş âlemine
gittin.
Hayalle benziyorsun, her an bir başka şekle giriyorsun;
Bu şekilden çıktın da başka bir şekle büründün sen.
Bugün cana döndün, cennetlerin başköşesindesin.
Ay devrinden kurtuldun, Ay’dan yücelere gittin.
Sevgili, şimdi ağlayıp inleyen bedeninden soyundun,
külahından vazgeçtin de kemerle bağlandın, gittin.
Ekmeğe ihtiyacın, ekmekçilere minnetin (Gönül borcun) kalmadı.
Sudan vazgeçtin, ciğerdeki hararetten kurtuldun.
Sevgili, mideye, dişe hacet (İhtiyaç) bırakmayan bir ekmek, varıp daldığın denizden de arı-duru
(Saf, tertemiz) su verir sana.
Yüce canından, latif (Yumuşak,
hoş, ince bir güzelliği olan) halinden bir haber gönder bize, çünkü
haberin ta kendisine gittin zaten.
Amma haber vermesen de nerelerde olduğunu bilirim;
Deniz kıyısındasın, çünkü inci gibi, mücevher gibi
gittin.
Hadi ey aydın (Kolayca
anlaşılacak kadar açık) söz, şu pencereden vur (Hızla
gir) içeriye;
Çünkü kulağı (Ağızla, dille
söylenen sözleri duymayı) bıraktın da akla, görüşe ulaştın.
Ey şekle bürünmüş can, bugün ne armağan getirdin?
Armağanı bilmiyorum amma şunu biliyorum, beni benden
aldın (Tüm sevgimi kendine aldın), kendimden
geçtim gitti (Beni yok ettin, kendinde var ettin).
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerinin ahrete gitmiş olduğunu anlayıp kabul ettiğini,
buna rağmen aşkını ve ilişkisini devam ettirdiğini öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin Şems hazretlerinden ahret âleminden haberler beklediğini
öğrendik.
3.
Kimi ve neyi
sevdiğimizi bildiğimizi, sevdiğimizden hep armağanlar beklediğimizi öğrendik.
4.
Kişi kendinden
geçercesine sevdiği zaman kendisinin yok olduğunu, sevdiğinin içinde var
olduğunu bildiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kişi kendini Allah yolunda
yetiştirdiği zaman akla ve görüşe ulaşır.
Akla ve görüşe ulaşan kişi dil, ağız olmadan, yer ve
zaman kaydı olmadan bakışlarıyla konuşur, kulak olmadan ne söylediğini anlar
duruma geldiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ