12 Ocak 2016 Salı

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1670 İNCİ BEYİT

1670. Seyir-seyran ehliysen (Yürüyüş, ilerleyiş, gezinmek, dolaşmak ustasıysan) ne diye gözünü açmazsın (Yoğun işler yüzünden bu can konusuyla ilgilenmezsin)?
Ay ışığının güzelliği göz açıp bakmaya değer.

Çok mihrap (Umut bağlanan yer) gördük, fakat hiçbirine girmedik bile, hâlbuki savaş erinin bakışına dayanamaz, mihrap (Umut bağlanan yer) bile yarılır da öte yanı görünür.

Susuzlarız, her yanımızda bir abıhayat (Ölümsüzlük sağlayan su) kaynağı;
Umup duruyoruz (Olmasını istiyoruz, bekliyoruz), önümüzde, ardımızda deniz gibi verici bir ele sahip tek, eşsiz ihsan edici.

Belimizi sıkıp işe koyulmuyoruz (İşe girişmiyoruz, başlamıyoruz, teşebbüs etmiyoruz), onun için yolumuz ulaşmıyor, kusurumuz bu.
Uykumuz ağır, gözümüzü açamıyoruz, bu yüzden aramızda perde (Görüşe engel) var.

Tanrının ihsan ettiği (Karşılık beklemeden yaptığı yardım ve iyilik sağlayan) buluttan altı nur yağıp durmada;
Bedenin bir dama benzer, altı duygunsa (Ruhsal hareket ve hareketlilik) birer oluk adeta.

Bu altı kaynak (Görme, duyma, tatma, dokunma, koklama ve etkiye göre tepki), her gece durur, akmaz;
O kapılar açan, onları o yana (Herkesin göremediği güzelliklere) yürütüp götürür.

Ay ile güneş (Özünden ışık veren veya aldığı ışığı karanlıkta kalanlara yansıtan kişi), bazı kere olur ki geceleyin bir kuyuya (Çıkmaza) düşüverir;
Tutar araçsız, ipsiz, onu kuyudan çeker, çıkarır.

Padişahça yüzlerce sanatı vardır ki gizlidir senden;
Çünkü zayıfsın sen, gücün-kuvvetin yok, takat getiremezsin (Padişah gücüne dayanabilmek, buna uygun işler yapabilmek, başarabilmek gücün yok) buna.

Şu yayılıp döşenmiş yeryüzü, o Zühal (Satürn) yıldızı, ardındaki gökler, hepsi de Tanrının avucunda cıva tanesi (Yerinde duramayan, çok hareketli) gibi titrer durur.

Deniz bile bu hale gelirse, onun layığı ancak köpük olursa artık o padişahın vasfına (Niteliğine) kalkışan akıl, şaşıdır (Doğru bakamaz, iyi niyetle yaklaşmaz), yalancıdır (Doğru olmayan, gerçeğe uymayan sözdür).
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Allah yolunda olsak da yeterli olmadığımızı, doğru bakış ve hakikati görmeyi bu yoldan gidip, ulaşmış ve geri dönerek bizlere yardımcı olan Allah dostlarından öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Aklımız en doğru kişiyi örnek ve kılavuz alması gerektiğini, Allah dostlarını tercih etmesi gerektiğini öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Ne kadar bilgili olsak da, görüş sahibi olsak da yanlışa düşmemek, çıkmazda kalmamak için, karanlıkta kalmamak, sıkıştığımız bizim yolumuzu aydınlatacak, yol gösterecek, gizli ve açık yardım edecek Allah dostlarına yakınlaşmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ         

Popüler Yayınlar