1670. Seyir-seyran ehliysen (Yürüyüş, ilerleyiş, gezinmek, dolaşmak ustasıysan) ne diye gözünü
açmazsın (Yoğun işler yüzünden bu can konusuyla
ilgilenmezsin)?
Ay ışığının güzelliği göz açıp bakmaya değer.
Çok mihrap (Umut bağlanan
yer) gördük, fakat hiçbirine girmedik bile, hâlbuki savaş erinin
bakışına dayanamaz, mihrap (Umut bağlanan yer) bile
yarılır da öte yanı görünür.
Susuzlarız, her yanımızda bir abıhayat (Ölümsüzlük sağlayan su) kaynağı;
Umup duruyoruz (Olmasını
istiyoruz, bekliyoruz), önümüzde, ardımızda deniz gibi verici bir ele
sahip tek, eşsiz ihsan edici.
Belimizi sıkıp işe koyulmuyoruz (İşe girişmiyoruz, başlamıyoruz, teşebbüs etmiyoruz),
onun için yolumuz ulaşmıyor, kusurumuz bu.
Uykumuz ağır, gözümüzü açamıyoruz, bu yüzden
aramızda perde (Görüşe engel) var.
Tanrının ihsan ettiği (Karşılık
beklemeden yaptığı yardım ve iyilik sağlayan) buluttan altı nur yağıp
durmada;
Bedenin bir dama benzer, altı duygunsa (Ruhsal hareket ve hareketlilik) birer oluk adeta.
Bu altı kaynak (Görme,
duyma, tatma, dokunma, koklama ve etkiye göre tepki), her gece durur,
akmaz;
O kapılar açan, onları o yana (Herkesin göremediği güzelliklere) yürütüp götürür.
Ay ile güneş (Özünden ışık
veren veya aldığı ışığı karanlıkta kalanlara yansıtan kişi), bazı kere
olur ki geceleyin bir kuyuya (Çıkmaza) düşüverir;
Tutar araçsız, ipsiz, onu kuyudan çeker, çıkarır.
Padişahça yüzlerce sanatı vardır ki gizlidir senden;
Çünkü zayıfsın sen, gücün-kuvvetin yok, takat
getiremezsin (Padişah gücüne dayanabilmek, buna uygun
işler yapabilmek, başarabilmek gücün yok) buna.
Şu yayılıp döşenmiş yeryüzü, o Zühal (Satürn) yıldızı, ardındaki gökler, hepsi de Tanrının
avucunda cıva tanesi (Yerinde duramayan, çok hareketli)
gibi titrer durur.
Deniz bile bu hale gelirse, onun layığı ancak köpük
olursa artık o padişahın vasfına (Niteliğine)
kalkışan akıl, şaşıdır (Doğru bakamaz, iyi niyetle
yaklaşmaz), yalancıdır (Doğru olmayan, gerçeğe
uymayan sözdür).
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah yolunda
olsak da yeterli olmadığımızı, doğru bakış ve hakikati görmeyi bu yoldan gidip,
ulaşmış ve geri dönerek bizlere yardımcı olan Allah dostlarından öğrenmemiz
gerektiğini öğrendik.
2.
Aklımız en doğru
kişiyi örnek ve kılavuz alması gerektiğini, Allah dostlarını tercih etmesi
gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ne kadar bilgili olsak da, görüş sahibi olsak da
yanlışa düşmemek, çıkmazda kalmamak için, karanlıkta kalmamak, sıkıştığımız
bizim yolumuzu aydınlatacak, yol gösterecek, gizli ve açık yardım edecek Allah
dostlarına yakınlaşmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ