11 Ocak 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1660 İNCİ BEYİT

1660. Erkek, kadın, bütün halk dudağını yummuş, fakat feryat ediyor;
Bizse onun lütfuyla (İyilikleriyle), onun ihsanıyla (Bağışlarıyla) şu güzelliğe gark (İçine dalmışız) olmuşuz, kendimizden geçmişiz.

Mademki aşka düştün, nasıl olur da uyur âşık olan?
Sevgili bile, herkes onu özlediği, onu istediği halde gene de uyumuyor.

Mademki o sevgili gerek, mademki o, bir gün sana gelecek;
Öylesine bir konuk için ne diye evi silmez, süpürmezsin?

Savaşa hazırlanmıyorsun, işe adam-akıllı koyulup yalvarmıyorsun, utancından başını bile kaldırıp bakamıyorsun.

Şu beşten, altıdan kurtulup o yana gidesin diye o yanda senin adına ateşe nal atmışlar;
(Sevgilinin adı bir nala yazılırsa ve bu nal, ateşe konur bazı şeyler okunursa sevgili, bulunduğu yerde karar edemez, koşa-koşa gelirmiş.
Aslı olmayan bu inanç, doğu klâsik edebiyatında anlatım için kullanılır)

Şu gama (Üzüntüye) dalman, tasalara (Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunduğunda duyulan tedirgin edici duyguya) düşmen yok mu, o âlemin, seni çekişinden meydana geliyor bunlar.

Ne vakit olacak, ne vakit?
Ne vakit şu balçıktan tamamıyla kurtaracak seni;
Ayıpsız, kusursuz (Eksiksiz, noksansız), şu canları huzuruna alacak, bütün noksanlardan arıtacak (Temizleyecek)?

Ağaçlara değer verdiren meyvedir (Tanrının tatlılık kazandırarak bütününe göre üstün kılmasıdır), bir bak da seyret, o ağaç parçası, şu güzellikle neye dönüyor, ne hale geliyor?

Bundan da daha iyi anlatabilir amma sen sus, söze son ver;
Hesabı verilmiş, kitabı dürülmüş (Yazılımı tamamlanmış) âlemde hesaptan, kitaptan söz açma artık.

A şaşırıp bakakalan, beri gel, araştır, bul da bir yudumcuk su iç;
Beyhude (Boşuna) yere suyun çevresinde dolap gibi ne dönüp duruyorsun?

Şekerlerle dopdolu bir ova, incilerle dopdolu bir deniz;
Fakat çalışmadıkça, sebeplere el atmadıkça bu nimetten bir arpa tanesi bile elde edemezsin.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Halkın sesi çıkmasa bile yokluk, zarar ve sıkıntıdan gizli çığlık attıklarını öğrendik.
2.    Allah’ın ve dostlarının güzelliğine âşık olan kişilerin güzelliklere kavuştuklarını öğrendik.
3.    Üzüntülerden, tasalardan, sıkıntılardan kurtulmak için Allah’a yalvararak dostlarından birini tanımaya ve ondan âşık olmayı öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Canımızın daima dünya bataklığından kurtulup, pisliklerinden arınıp Tanrı huzuruna çıkmayı arzuladığını öğrendik.
5.    Değerli bir insan olmamız için ürün veren, sonuç alan,  kâr eden duruma gelmesi gerektiğini öğrendik.
6.    Allah’ın dünya yaşamında kuluna bir şey verecekse çalışmasının içine koyup kıskanç gözlerden gizlediğini öğrendik.
                                 *
İşte böyle yaren;
Şaşırıp bakıp kalan olmamak için bize doğru yolu gösterecek, bu yolu aydınlatacak kişileri araştırmamız, bulmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Çalışmadıkça, işe girişmedikçe tatlılıkların bir parçasını bile elde edemeyeceğimizi öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ         

Popüler Yayınlar