1660. Erkek, kadın, bütün halk dudağını yummuş,
fakat feryat ediyor;
Bizse onun lütfuyla (İyilikleriyle),
onun ihsanıyla (Bağışlarıyla) şu güzelliğe gark
(İçine dalmışız) olmuşuz, kendimizden geçmişiz.
Mademki aşka düştün, nasıl olur da uyur âşık olan?
Sevgili bile, herkes onu özlediği, onu istediği
halde gene de uyumuyor.
Mademki o sevgili gerek, mademki o, bir gün sana
gelecek;
Öylesine bir konuk için ne diye evi silmez,
süpürmezsin?
Savaşa hazırlanmıyorsun, işe adam-akıllı koyulup
yalvarmıyorsun, utancından başını bile kaldırıp bakamıyorsun.
Şu beşten, altıdan kurtulup o yana gidesin diye o
yanda senin adına ateşe nal atmışlar;
(Sevgilinin adı bir nala
yazılırsa ve bu nal, ateşe konur bazı şeyler okunursa sevgili, bulunduğu yerde
karar edemez, koşa-koşa gelirmiş.
Aslı olmayan bu inanç, doğu klâsik
edebiyatında anlatım için kullanılır)
Şu gama (Üzüntüye)
dalman, tasalara (Tatmin edici olmayan veya tedirgin
eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunduğunda
duyulan tedirgin edici duyguya) düşmen yok mu, o âlemin, seni çekişinden
meydana geliyor bunlar.
Ne vakit olacak, ne vakit?
Ne vakit şu balçıktan tamamıyla kurtaracak seni;
Ayıpsız, kusursuz (Eksiksiz,
noksansız), şu canları huzuruna alacak, bütün noksanlardan arıtacak (Temizleyecek)?
Ağaçlara değer verdiren meyvedir (Tanrının tatlılık kazandırarak bütününe göre üstün kılmasıdır),
bir bak da seyret, o ağaç parçası, şu güzellikle neye dönüyor, ne hale geliyor?
Bundan da daha iyi anlatabilir amma sen sus, söze
son ver;
Hesabı verilmiş, kitabı dürülmüş (Yazılımı tamamlanmış) âlemde hesaptan, kitaptan söz
açma artık.
A şaşırıp bakakalan, beri gel, araştır, bul da bir
yudumcuk su iç;
Beyhude (Boşuna) yere
suyun çevresinde dolap gibi ne dönüp duruyorsun?
Şekerlerle dopdolu bir ova, incilerle dopdolu bir
deniz;
Fakat çalışmadıkça,
sebeplere el atmadıkça bu nimetten bir arpa
tanesi bile elde edemezsin.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Halkın sesi
çıkmasa bile yokluk, zarar ve sıkıntıdan gizli çığlık attıklarını öğrendik.
2.
Allah’ın ve
dostlarının güzelliğine âşık olan kişilerin güzelliklere kavuştuklarını
öğrendik.
3.
Üzüntülerden,
tasalardan, sıkıntılardan kurtulmak için Allah’a yalvararak dostlarından birini
tanımaya ve ondan âşık olmayı öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
4.
Canımızın daima
dünya bataklığından kurtulup, pisliklerinden arınıp Tanrı huzuruna çıkmayı
arzuladığını öğrendik.
5.
Değerli bir insan
olmamız için ürün veren, sonuç alan, kâr
eden duruma gelmesi gerektiğini öğrendik.
6.
Allah’ın dünya
yaşamında kuluna bir şey verecekse çalışmasının içine koyup kıskanç gözlerden
gizlediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şaşırıp bakıp kalan olmamak için bize doğru yolu
gösterecek, bu yolu aydınlatacak kişileri araştırmamız, bulmamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
Çalışmadıkça, işe girişmedikçe tatlılıkların bir
parçasını bile elde edemeyeceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ