1720. Şekiller meydana getiren şekilsiz, suretsiz
usta ortada durup dururken şu şeklin ölmesi, şu suretin yok olması kime ne
ziyan verir ki?
( Allah varken kişilerin
görünmesinin veya yok olmasının eksiklik değildir)
Bakış, görüş yolunda gizlenmiş bir yol kesen yoksa
neden her kirpik, her kaş, ok kesilmede, yaya dönmede (Silah
olmada)?
Ağzını yum, çünkü deniz, ağız yummayı ister, denizde
ağız açmamak gerek;
Böyle olmasaydı balığın ağzı da dillerle, sözlerle
dolardı (Bilgi denizi olanın karşısında susmak gerekir).
A benim can evimde oturan, canımı yurt edinen,
sonucu (Yaşamımın padişahı) nereye gittin sen?
Evde mi gizlendin, yoksa havalara mı uçtun?
Gönlümün ahdini (Kendi
kendime verdiğim sözü) duydun, gördün de ahdinden (Anlaşmadan) döndün, kuş gibi uçtun;
Ey dost, nerelere gittin sen?
Canıma baktın da can gibi yollara düştün;
Halktan çekindin de ayrıldın gittin.
Bu çabuklukla tezce gittin, zaten de seher yeliydin
sen, gül kokusu gibi seher yeliyle estin gittin.
Hayır, sen ne seher yeliydin (Sabah güneş doğmadan önceki zaman esen rüzgârıydın),
ne havalarda uçan kuştun;
Tanrı nurundan gelmiştin, gene Tanrı nuruna gittin.
Ey bu evin sahibi!
Ey bu eve mum kesilen (Sessiz,
uslu, doğru düzgün duran), ışık olan (Karanlıkta
kalanları aydınlatan);
Böyle bir evden utandın, sıkıldın da gök kubbeye vurdun,
yücelere ağdın gittin.
A dost, yanlış iş yaptın, bir başka dosta gittin;
İşini-gücünü bıraktın, bir başka işe-güce koyuldun,
bir başka kâr peşine düştün.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin Tanrı nurundan geldiğini yine geldiği yere döndüğünü öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah nurundan oluşup dünyada hizmet etmeye gelenlerin
halkla fazla kalmadığını, Allah’ın nuruna geri döndüklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ