8 Ocak 2016 Cuma

DİVAN-I KEBİR 2 CİLT 1630 İNCİ BEYİT

1630. (Tebrizli Tanrı Şems’i) Lâ’l dudaklarını (Kırmızı) açtı mı ballar yer, şekerler çiğner, dinleyenlere, Arş’tan (Göğün en yüksek katından) gelmiş nice delinmemiş inciler (İnsanların hiç duymadığı sözler)  saçar.

Gönül çalar (Huyunu yakından bilerek olumlu davranışlarda bulunur), kapar gider, gönüldeki sırları (Saklı olanı) bilir, söylenmemiş, dile gelmemiş gizli şeyleri bir-bir okur, anlatır.

O periden doğmuş güzelin güzelliği yüzünden her yana teker-teker, çifter-çifter yüzlerce âşık, yüzlerce gönül kaptırmış er, düşmüş, yerlere serilmiş.

Ondan parlayıp çıkan nur, hangi göze vurursa o göz, ebedi uyanıklığa kavuşur, uyuyakalmış kalbinin içinde vuslatlara erer (Sevgiliye kavuşur).

Yedi gökten de dışarıdır, iki cihandan (Madde ve mana dünyasından) da artık;
Böyle olduğu halde tuhafı şu ki o neliksiz-niteliksiz güzel, tutmuş da gönüle sığmıştır, gönülde gizlenmiştir.

Böyle bir müşkülü (Amaçlanan duruma gelinmesi, elde edilmesi, çözümlenmesi, işlenmesi güç veya engeli çok olanları) halletmek için Tebriz konak (Büyük ve gösterişli ev) oldu bize;

Şemseddin’in ardından gönlümün ayağı (Gönlümün yüksekçe durmasını sağlayan dayanak ve desteği oldu)  hep o yolları çiğnemiş (Önce bu yollardan geçmiş olduğunu anladım).

A gönül, nerdesin sen, haberin var mı, yoksa yok mu?
Hey gönül, yoksulca sevgiyi at başından.

Böylesine padişahın meclisinde (Başkanın toplantısında) , böylesine bir Ay’ın (Karanlıkta kalanları aydınlatanın) ışığında iki dünyaya (Madde, mana dünyasına) da boş ver;
Artık bir evin sözü mü olur yani?

Bir padişahın devleti, ikbali (Baht açıklığı veya yüksek bir makama erişmek için) uğruna bir can kaybolmuş, ne çıkar?
Bir canın da sözü mü olur sevgilinin tapısında.

Kötü düşünceli canın, tutar da sana karşı padişahın aleyhinde bulunursa vur ağzına, vur da masalı bıraksın.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Şems Hazretlerinin dünyada söze gelmemiş, hiçbir insan kulağının duymadığı sırları, gizli olanları da bildiğini, söylediğini, anlattığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerine gizli veya açık çok âşık olanın olduğunu öğrendik.
3.    Şems Hazretlerinin ışığının (Nurunun) hangi kişiye vurursa uykulu gibi davranmaktan kurtulup ebedi uyanıklığa kavuştuğunu, sevdiğine kavuştuğunu öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri hangi makama eriştiğinde Şems Hazretlerinin orada konakladığını, iz ve işaretlerine gördüğünü öğrendik.
5.    Şems Hazretlerinin işin içinden çıkılması güç konuları aklın anlayacağı açıklamalar getirdiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Allah dostuna ulaşan kişinin aklındaki ve gönlündeki istek oluşturan her şeyden temizleyip o büyük kişinin yakınında olmak zevkiyle sarhoş olmasının, kendinden geçmesinin gerektiğini öğrendik, anladık.
                                *
RAVLİ        


Popüler Yayınlar