1750. Sarhoşlukla bir taş attın, kadehimi kırdın;
Fakat zararı yok, tasam bile değil.
Senden başkası kırsaydı gam yerdim, çünkü eski
haline getiremezdi, bu da olabilirdi.
Âdem bu şaraptan (Tanrı
şarabından-aşk şarabından) tattı da kendisinden geçti;
Ölü bile içseydi canlanır, mezarından fırlardı.
Aklın başındaysa yücelerden aşağılara vuran, ışığını
alçacık yerlere de veren Ay’ı hor görme (Değersiz gözle
bakma), zebun (Güçsüz, zayıf, aciz) sanma
kendine gel.
Bu ne pervasızlık (Sakınmamak,
korkmamak)?
Namazımın vaktini geçirttin;
Fakat gönülde gayret olmasaydı beden, aşka tapardı
zaten.
O sarhoş güzel, o sarhoşlukla namaz safına girseydi
kıble bile yüzünü ona dönerdi, Kâbe bile onu görünce yüzünü yaralardı.
Eşsiz güzelim halka apaçık görünseydi halk, ne mutlu
bir hale gelirdi, dünya ne hoş, ne kutlu dünya olurdu.
Âlemin altı yanı (Yukarısı-aşağısı-solu-sağı-önü-arkası)
da onun güzelliğine bürünseydi (Görünüşe ve kimliğe
girseydi) yüce yerler bağ olurdu, aşağılar maden kesilirdi (Değerleri içinde barındıran gibi olurdu).
Halktan, ne varsa hepsini benim olsun diye gizlendi,
yoksa halk onu görseydi her şey onun olurdu, varlık (Önemli,
değerli, yararlı olmak), o kesilir-giderdi.
Ey dost, şehrimizden ansızın sefere çıktın, biz
acılara düştük, fakat sen şeker madenine kavuştun.
Can, kafese benzeyen şu kalıptan (Vücuttan) uçtu mu gider, bir nura ulaşır ya, işte o
nur sana bir baktı, o bakış nuruna gittin sen.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik;
1.
Sevdiği kişinin
yanlış hareketi ve verdiği zarar için kızılmayacağını öğrendik.
2.
Şems Hazretleri
kendisini halktan gizlediğini öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinden ayrılmasıyla yüce aleme gittiğini
öğrendik, anladık.
*
İşte böyle yaren;
Çok güzel yerde olsak bile daha güzelinin olduğunu,
aydınlık içinde arayış ve yürüyüş içinde olmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ