5 Temmuz 2015 Pazar

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 3420 İNCİ BEYİT

3420. Aşk nedir bilir misin?
Beni (Benliği), bizi (Taraftarlığı, tutuculuğu), varlık davasını (Kişiye güven veren maddesel güce sahip olmayı) bırakmaktır;
Güzellikleri, güzelleri yaratanda her dileği, her isteği yok etmektir.

Şu sözler, şu tüten duman, benim dumanımdır;
Ateşimse gönüllerdedir, o dumanın ardındadır;
Aşkım, her gün, durmadan artmaktadır.

Gönlüm seni istedikçe istiyor;
Yarabbi, sen bu istekten kurtarma beni;
Yarabbi, beni görüyorsun, tenzih ederim noksanlardan seni (Kusurlu ve kabahatli olmadığını, kötü özelliklerden temiz olduğunu bildiririm), sen fazlalaştırdıkça fazlalaştır (Aşk) ateşimi.

Tenzih ederim noksanlardan beni göreni, tenzih ederim noksanlardan beni görüp gözeteni, tenzih ederim noksanlardan, beni sınamak için değil, lütuf (İyilikler vermek) için beni çağıranı.

Sus, zaten manaların ârılığında bile (Yabancı olandan temizlenmiş, katışıksız saf haline gelmiş) yüce olan, manalara bile sığmayan aşk yüzünden ne hale geldiğimi yüzümün rengi yahut gözyaşlarım anlatmaktadır.

Çalgıcı mızrabını tellere vurdukça şu yola düşüp tembelleşenleri işe-güce çekmedesin.

Ey aşk, ayrılık âlemine geldin de şu yolda kalanları tutup sevgiliye götürüyorsun.

Yol vuranların kötülüklerine bakmıyor, onların inadına dünyaya emniyet (Önem) veriyorsun da gönül şehrindeki hırsızları tutuyorsun, darağacına (Ölmeden önce ölüme) sürüklüyorsun.

Düzenbazı (Hile yoluyla aldatanı) görüyor, bir düzenle  (Aldatarak, yanıltarak) gözünü kör ediyorsun;
Fakat dostu gördün mü alıyor, mağaraya çekiliyorsun (Saklıyorsun).

Yörük atlara altın eğer vuruyorsun (İstenilen, beğenilen nitelikte olanları, hoşuna gittiklerine değerli kişiyi üzerine binip yol alsın diye imkân tanıyorsun), kötü semerlileri de yük altına sokuyorsun (İstemediklerine, beğenmediklerine dünyalık sevgiyi vererek mal, para peşine sürüklüyorsun).
                            ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Benlikten, bizlikten, tutuculuktan, her an elimizden gidecek olan maddelere güvenip bağlanmaktan kendimizi kurtarmamız, dileğimizin isteğimizin bizi yaratan Allah’ta toplanması gerektiğini öğrendik.
2.    Hazreti Mevlana’nın isteklerinin, beklentilerinin, merakının oluşturduğu sıcaklığın bir insanın tahammülünden daha ileride olduğunu öğrendik.
3.    Değişik her olayın Hazreti Mevlana’nın Tanrı’ya kavuşma-buluşma isteğini tetiklediğini, Tanrıya özlemini artırdığını öğrendik.
4.    Tanrı’nın dostlarını sakladığını, özel sohbet ettiğini öğrendik.
5.    Tanrı’nın dostlarının üzerindeki yükünü alıp rahatlattığını, dost edinmediklerini de dünyalık uğraşlarla uğraştığını öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın Allah’a olan aşkının kendini gösterdiği kişinin Şems Hazretleri olduğunu, Şems Hazretlerine olan aşkın Allah’a olduğunu, bu güzellikleri değişik şekilde veren ve yaşatanın Allah olduğunu öğrendik, anladık.

Kafan karışmasın yaren!
Allah kendini ve düzenini peygamberleri ve indirdiği kitaplar üzerinden öğretmiş ve anlatmıştır.

Peygamberler de Allah’ı indirilen kitaplar, kendilerine Cebrail Hazretlerinin getirdiği sözler üzerinden öğretmiş ve anlatmışlardır.

Yani bilinmeyen bir şey bilinen üzerinden anlatıldığından Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Şems Hazretleri için söylediği sözler ayrı olmadığını ve Allah’a olan aşkın dışına çıkdığını öğrendik, anladık.

Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine aşık olmasının gittikçe de ateşinin kızışmasının nedeninin bu güne kadar hiç söylenmemiş Allah sözlerinin, sırlarının Şems Hazretleri vasıtasıyla söylenmiş olması olduğunu öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar