3420.
Aşk nedir bilir misin?
Beni
(Benliği), bizi (Taraftarlığı,
tutuculuğu), varlık davasını (Kişiye güven veren
maddesel güce sahip olmayı) bırakmaktır;
Güzellikleri,
güzelleri yaratanda her dileği, her isteği yok etmektir.
Şu
sözler, şu tüten duman, benim dumanımdır;
Ateşimse
gönüllerdedir, o dumanın ardındadır;
Aşkım,
her gün, durmadan artmaktadır.
Gönlüm
seni istedikçe istiyor;
Yarabbi,
sen bu istekten kurtarma beni;
Yarabbi,
beni görüyorsun, tenzih ederim noksanlardan seni (Kusurlu
ve kabahatli olmadığını, kötü özelliklerden temiz olduğunu bildiririm),
sen fazlalaştırdıkça fazlalaştır (Aşk) ateşimi.
Tenzih
ederim noksanlardan beni göreni, tenzih ederim noksanlardan beni görüp
gözeteni, tenzih ederim noksanlardan, beni sınamak için değil, lütuf (İyilikler vermek) için beni çağıranı.
Sus,
zaten manaların ârılığında bile (Yabancı olandan
temizlenmiş, katışıksız saf haline gelmiş) yüce olan, manalara bile sığmayan
aşk yüzünden ne hale geldiğimi yüzümün rengi yahut gözyaşlarım anlatmaktadır.
Çalgıcı
mızrabını tellere vurdukça şu yola düşüp tembelleşenleri işe-güce çekmedesin.
Ey
aşk, ayrılık âlemine geldin de şu yolda kalanları tutup sevgiliye götürüyorsun.
Yol
vuranların kötülüklerine bakmıyor, onların inadına dünyaya emniyet (Önem) veriyorsun da gönül şehrindeki hırsızları
tutuyorsun, darağacına (Ölmeden önce ölüme)
sürüklüyorsun.
Düzenbazı
(Hile yoluyla aldatanı) görüyor, bir düzenle (Aldatarak, yanıltarak)
gözünü kör ediyorsun;
Fakat
dostu gördün mü alıyor, mağaraya çekiliyorsun (Saklıyorsun).
Yörük
atlara altın eğer vuruyorsun (İstenilen, beğenilen
nitelikte olanları, hoşuna gittiklerine değerli kişiyi üzerine binip yol alsın
diye imkân tanıyorsun), kötü semerlileri de yük altına sokuyorsun (İstemediklerine, beğenmediklerine dünyalık sevgiyi vererek
mal, para peşine sürüklüyorsun).
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Benlikten,
bizlikten, tutuculuktan, her an elimizden gidecek olan maddelere güvenip bağlanmaktan
kendimizi kurtarmamız, dileğimizin isteğimizin bizi yaratan Allah’ta toplanması
gerektiğini öğrendik.
2.
Hazreti
Mevlana’nın isteklerinin, beklentilerinin, merakının oluşturduğu sıcaklığın bir
insanın tahammülünden daha ileride olduğunu öğrendik.
3.
Değişik her
olayın Hazreti Mevlana’nın Tanrı’ya kavuşma-buluşma isteğini tetiklediğini,
Tanrıya özlemini artırdığını öğrendik.
4.
Tanrı’nın
dostlarını sakladığını, özel sohbet ettiğini öğrendik.
5.
Tanrı’nın
dostlarının üzerindeki yükünü alıp rahatlattığını, dost edinmediklerini de
dünyalık uğraşlarla uğraştığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın Allah’a olan aşkının kendini
gösterdiği kişinin Şems Hazretleri olduğunu, Şems Hazretlerine olan aşkın
Allah’a olduğunu, bu güzellikleri değişik şekilde veren ve yaşatanın Allah
olduğunu öğrendik, anladık.
Kafan karışmasın yaren!
Allah kendini ve düzenini peygamberleri ve indirdiği
kitaplar üzerinden öğretmiş ve anlatmıştır.
Peygamberler de Allah’ı indirilen kitaplar, kendilerine
Cebrail Hazretlerinin getirdiği sözler üzerinden öğretmiş ve anlatmışlardır.
Yani bilinmeyen bir şey bilinen üzerinden
anlatıldığından Mevlana Hazretlerinin Allah dostu Şems Hazretleri için
söylediği sözler ayrı olmadığını ve Allah’a olan aşkın dışına çıkdığını
öğrendik, anladık.
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine aşık olmasının
gittikçe de ateşinin kızışmasının nedeninin bu güne kadar hiç söylenmemiş Allah
sözlerinin, sırlarının Şems Hazretleri vasıtasıyla söylenmiş olması olduğunu
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ