3550.
Can, ebedi bir susuz, bu susuzluk da haddi aştı, ya ayrılık kılıcını vur kes
yahut da kerem ihsan şerbetini (Ululuğunu göster)
sun.
Ey
bezenmiş, süslenmiş Zühre (Venüs yıldızı), şu
iki perdeden çal, şu iki perdeden söyle;
Ya
rehâvi perdesinden (İnsana sonsuzluk fikri uyandıran),
ya kurtuluş (Dünya bağlarından bir an kurtaracak)
perdesinden.
Çengi
bozuk-düzen çalarsan gamın, kederin tırnakları altında erir, yok olur gidersin;
İyi
çal, hoş söyle, yoksa azıksızlıktan, müziksizlikten öldün gitti.
Mızrap
vurulmadıkça hiçbir çalgıda zevk-neşe yoktur, ses-seda çıkmaz;
Vefalıysan
(Sevgin heves veya geçici değilse) , vefalılara (Sevgiyi
sürdürenlere, sevgi, dostluk bağlılığına sahip olanlara) dostsan
mızrap-mızrap vur çalgıya.
Tellerini
kırarlarsa kucaklarına alırlar seni, yeni bir düzen verirler sana;
Neden
bu kadar mahzunsun (Üzgünsün), nedir bunca tasan
(Üzüntülü düşüncen, kaygın, endişen, üzüntün)?
Zaten
sen bir aziz (Sevgide üstün tutulan) dostsun,
daima kucaktasın, padişahın meclisindesin, candan da dışarı bir âlemdesin,
mekândan da.
Sus
ki iyiden iyiye sarhoşum ben, iki elimi de bağla, yoksa bir lahzacık olsun
geldin de seni gördüm mü kırarım kadehi.
Ben,
işten-güçten kalanların piriyim, ben kendi kendimi yaralamaktayım, sarhoşa
saygı göstermemeni doğru bulmuyorum ben.
Hem
paramparça olurum, hem çarelere düşman kesilirim;
Hem
de dayanmada, azıksızlıkta bir kaya kesilirim.
Pek
sertim, pek asiyim, nice zamandır ayrılık cehennemindeyim;
Öylesine
yanıp yakılmadayım ki cehennem bile benim yanıp yakılmamdan kaçıyor.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
İnsan ruhuna
Allah sevgisi veren, Allah nuru saçan kişiden uzak kaldığı zamanlarda görme
özleminin insanı alev-alev yaktığını öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerinden ayrılığının sıkıntısını bastırmak için kendini
müzikle oyalamaya çalıştığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Ayrılıkta özlem duymadığımız zaman sevgimizin az
olduğunu, özlem acı verecek durumda ise çok sevdiğimizi anlamamız gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ