4 Temmuz 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 3410 İNCİ BEYİT

3410. Aşkı, sana demiş ki:
Ya biz gidelim, ya sen git;
Harekette de olsan, sakin de olsan yol almaktan geri kalma.

Gönlünü yaraladı mı gönül, can sırrını (Aklın ulaşamadığı, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, gizem) bilir, anlar da artık ne ayıp (Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak durum ve davranış) kalır nefiste, ne serkeşlik (İsyan etmek).

Gam, canını sıkar da seni senden alırsa şu mavi gök kubbeden nurlar yağdırır üstüne.

Derdin, elemin içinde otur da her an dostu gör;
A miskin, ne diye bir afsunun (Büyü) peşine düşüyorsun?

Tanrı şems’i kendini gösterseydi Tebriz, canına canlar katardı, onun yüzünden daima kutlu bir hale gelirdin, şimdiki gibi olmazdın.

Ey zamanenin (Şimdiki zaman), sıyrıl mekân kınından, balık gibi dal denize, uçsuz bucaksız mana denizinde yüzedur (Yüzmeye devam et).

Buluşmayı dileme, zaten buluşmak, cismin sıfatıdır;
Ben öylesine bir yakınlık görüyorum ki yakınlıktan da yakın.

Kul bile birkaç sahibi olmasını istemezken Rab, nasıl olur da mülkünde bir ikincisini ister, buna razı gösterir?

Bir âşık var mıdır ki sevgilisi olsun?
Öyle birisine âşık ol ki o aşkla bütün tutsaklardan kurtulasın.

Aşk, ruhumun nurudur, sevgi sabah şarabımdır benim;
Aşk öyle ümittir ki bütün ümitler onda toplanır.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Aşkın, tutkulu sevginin durağan olmadığını, devamlı ilerlemek gerektiğini öğrendik.
2.    Canımızın sırrını bilenin toplum değer ve yargılarının etkisinden ve baskısından kurtularak doğru olan her ne ise çekinmeden yapacağını, şikâyet etmekten kurtulacağını öğrendik.
3.     Aşk yolunda olan kişi benlikten vazgeçerse üzüntülerin sıkıntılarının üzerine gökten nur yağarak acılarını tatlılaştıracağını, mutlu bir hale sokacağını öğrendik.
4.    Acılarla, üzüntülerle, dertlerle, kederlerle yaşamayı ve bunlardan kaçmadan, kolay çözüm aramadan beraber olmamız gerektiğini, öğrendik.
5.    Kimde dert varsa, acı varsa, üzüntü varsa, keder varsa sabretmesi, gökten nur yağmasını beklemesi gerektiğini öğrendik.
6.    Şems Hazretlerinin kendisini göstermesiyle canımıza can katacağını, bizi sıkıntılı halimizden alıp uğurlu ve kutlu hale getireceğini öğrendik.
7.    Dünya bağlarımızdan kurtulup rahmet denizine dalmamız, oradan inci dediğimiz değişmeyen gerçekler olan incileri çıkarmamız gerektiğini öğrendik.
8.    Şems Hazretleri ve Mevlana Hazretleri ile buluşmak istemenin maddesel bir istek olduğunu, bu isteğin yanlış olduğunu, mana âleminde zaten onlarla yakınlıktan da yakın bir mesafede olduğumuzu öğrendik.
9.    Aşktın tüm dünyaya ait bağlardan, bağlılıklardan, isteklerin tutsaklığından kurtardığını, özgür kıldığını, yalnızca sevdiğimizin varlığında yok olmamız gerektiğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın Tanrı güneşi Şems Hazretlerine âşık olarak bir derdi olduğunu, bu derdin de kutluluk ve uğurluluk kazandırdığını kendi sözlerinden öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar