3410.
Aşkı, sana demiş ki:
Ya
biz gidelim, ya sen git;
Harekette
de olsan, sakin de olsan yol almaktan geri kalma.
Gönlünü
yaraladı mı gönül, can sırrını (Aklın ulaşamadığı,
açıklanamayan veya çözülemeyen şey, gizem) bilir, anlar da artık ne ayıp
(Toplumun ahlak kurallarına aykırı olan, utanılacak
durum ve davranış) kalır nefiste, ne serkeşlik (İsyan
etmek).
Gam,
canını sıkar da seni senden alırsa şu mavi gök kubbeden nurlar yağdırır üstüne.
Derdin,
elemin içinde otur da her an dostu gör;
A
miskin, ne diye bir afsunun (Büyü) peşine
düşüyorsun?
Tanrı
şems’i kendini gösterseydi Tebriz, canına canlar katardı, onun yüzünden daima
kutlu bir hale gelirdin, şimdiki gibi olmazdın.
Ey
zamanenin (Şimdiki zaman), sıyrıl mekân kınından,
balık gibi dal denize, uçsuz bucaksız mana denizinde yüzedur (Yüzmeye devam et).
Buluşmayı
dileme, zaten buluşmak, cismin sıfatıdır;
Ben
öylesine bir yakınlık görüyorum ki yakınlıktan da yakın.
Kul
bile birkaç sahibi olmasını istemezken Rab, nasıl olur da mülkünde bir
ikincisini ister, buna razı gösterir?
Bir
âşık var mıdır ki sevgilisi olsun?
Öyle
birisine âşık ol ki o aşkla bütün tutsaklardan kurtulasın.
Aşk,
ruhumun nurudur, sevgi sabah şarabımdır benim;
Aşk
öyle ümittir ki bütün ümitler onda toplanır.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Aşkın, tutkulu
sevginin durağan olmadığını, devamlı ilerlemek gerektiğini öğrendik.
2.
Canımızın sırrını
bilenin toplum değer ve yargılarının etkisinden ve baskısından kurtularak doğru
olan her ne ise çekinmeden yapacağını, şikâyet etmekten kurtulacağını öğrendik.
3.
Aşk yolunda olan kişi benlikten vazgeçerse üzüntülerin
sıkıntılarının üzerine gökten nur yağarak acılarını tatlılaştıracağını, mutlu
bir hale sokacağını öğrendik.
4.
Acılarla,
üzüntülerle, dertlerle, kederlerle yaşamayı ve bunlardan kaçmadan, kolay çözüm
aramadan beraber olmamız gerektiğini, öğrendik.
5.
Kimde dert varsa,
acı varsa, üzüntü varsa, keder varsa sabretmesi, gökten nur yağmasını beklemesi
gerektiğini öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin kendisini göstermesiyle canımıza can katacağını, bizi sıkıntılı
halimizden alıp uğurlu ve kutlu hale getireceğini öğrendik.
7.
Dünya
bağlarımızdan kurtulup rahmet denizine dalmamız, oradan inci dediğimiz
değişmeyen gerçekler olan incileri çıkarmamız gerektiğini öğrendik.
8.
Şems Hazretleri
ve Mevlana Hazretleri ile buluşmak istemenin maddesel bir istek olduğunu, bu
isteğin yanlış olduğunu, mana âleminde zaten onlarla yakınlıktan da yakın bir
mesafede olduğumuzu öğrendik.
9.
Aşktın tüm dünyaya
ait bağlardan, bağlılıklardan, isteklerin tutsaklığından kurtardığını, özgür
kıldığını, yalnızca sevdiğimizin varlığında yok olmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın Tanrı güneşi Şems Hazretlerine
âşık olarak bir derdi olduğunu, bu derdin de kutluluk ve uğurluluk
kazandırdığını kendi sözlerinden öğrendik, anladık.
*
RAVLİ