3480. Her gün, geçen günkünden daha iyi,
güzellikte, dilberimiz gibi güzel mi güzel balıklar ikram etti.
Garip,
bir gece, iyi bunlar, fakat sen bizim şehrimize gelirsen öylesine bir
konuklarım seni ki diyordu.
O
ulu, şaşıp kalıyor bundan, bu nimetlerden, bu ağır libaslardan (Elbiselerden) daha iyi ne olabilir acaba diye
düşüncelere dalıyordu.
O
bön (Budala, saf, ahmak) hacının, bu söz,
yüreğine dert oluyor, boğazı tıkanıyordu;
Gökyüzü
konukluğunu, yüce konukluğu görmemişti ki bilsin.
Şu
dünya meyveleri, renkli, alımlı güllerdir adeta, fakat dünya nimeti, somundan,
somun kapmadan başka nedir ki?
Yarabbi!
Diyordu,
beni onun (Sevgilinin) şehrine götür de
gönlündeki düğüm çözülüp açılsın.
Birkaç
yıl, bu yolculuğu bekleyişle geçti;
Beklemeden
ilaç bile tesirini göstermez.
Ey
sebepler halk eden diyordu, bir sebep yap, bir bahane düz;
Çünkü
belalara uğrayış (İçinden çıkılması güç, sakıncalı
durumun oluşturduğu) tuzağından kurtarmaya da sen sebepler yaratırsın.
Duası
çoğaldıkça çoğaldı, Tanrı da duasını nihayet kabul etti de;
Ey
Tanrım!
Diyen,
Tanrılık kudretini gör dedi.
Padişah,
bir haber, bir buyruk ulaştırmak için o yana bir elçi göndermek istedi.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1. Allah’ı ve dostlarını sevenlerin gökyüzünde misafir
edildiklerini, ikramlarda bulunulduğunu öğrendik.
2. Gökyüzünde
misafir edilen kişinin dünyadaki her gününün bir önceki gününden daha iyi ve
güzellikte olacağını öğrendik.
3. Gökyüzünde misafir edilen kişinin oradaki Hak
dostlarını görmek, ulu kişilerle bir arada olmak için özlem duyacağını, Allah’a
yalvarması gerektiğini öğrendik.
4. Gökyüzü gıdasının dünya gıdalarından farklı olduğunu
öğrendik.
5. Gökyüzüne sebepsiz misafir edilenlerin dünya
belalarından, tuzaklarından uzaklaşacaklarını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Yaptığımız uğurlu, güzel, iyi işler yapan o kişiye şu
andaki yaşamın sadece dünyada olmadığını, gökyüzünde kutlu insanların da
yaşadığını, bunların vücut bağından yaşarken kurtulmuş, ölmeden önce ölmüş
kişiler olduğunu, uygunluktan olgunluğa
ulaşmış kişiler olduğunu öğrendik, anladık.
Allah’ın sebebe bağlı olmadan kendisine sevgi duyan,
dostlukla bağlanmış hizmet eden kişilerine gökyüzüne çektiğini, orada
dostlarını gösterdiğini, ikramlar ettiğini öğrendik, anladık.
Dünyaya sevgi ile bağlanmış yiyecek peşinde olan
kişilerin gökyüzü nimetlerinden yararlanamayacağını öğrendik, anladık.
Dünyada helal rızık kazanmak için çalışmamız,
gerekenleri yapmamızın, zengin olmanın sakıncası olmadığını, ancak sevgiyle
bağlanmanın yanlış olduğunu öğrendik, anladık.
Sevdiğimiz bir şeyi elde etmek için sevdiğimiz başka
bir şeyi uğrunda feda etmedikçe kazanamayacağımızı öğrendik, anladık.
Dua edenin ve duasında ısrar ederek kararlı olanın
duasının bir zaman sonra kabul edileceğini, arzusuna kavuşacağını öğrendik,
anladık.
Dünyada yaşarken ruhumuzu da beslememiz, öldürmememiz gerektiğini,
ruhumuzun gıdasını alacağı yerin gökyüzü olduğunu, gökyüzünün bir şehir
olduğunu, yani işi ve ihtiyacı olanların gelip gittiklerini, orada yer
edinmişlerin olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ