23 Temmuz 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 3590 İNCİ BEYİT

3590. Susuzlar gibi havuzun çevresinde dönüyor, su arıyordu, ansızın kuru nane gibi havuzumuza düştü, ıslandı, ekmeğimize katık oldu.

A bilgin, kulak asma bu söze, tıka kulağını, duyma bu afsunu (Büyüleyen bu sözü);
O zaten bizim afsunumuzla efsane haline geldi (Olağan üstü başarılar gösterdi), başına gelenler, dillere destan (Şiirlere konu) oldu.

Kulaklar bu küpeden kurtulamaz;
Çünkü o başlardan akılları, fikirleri aldı, buğday gibi değirmene götürüp, un haline sokmak için bir kaba boşaltıverdi.

Ey can!
Bu işi oyun sanma, bu işi oyun sanma;
Burada canınla oynamaya giriş, benimse bu işi.
Onun siyah, kıvırcık saçları yüzünden nice başlar, baş aşağı dönmüş, bir tarağa benzemiştir.

Aklına mağrur olma (Aklına güvenip kibirlenme, gururlanma, kendini beğenme).
Âleme direk kesilmiş nice sözüne inanılır üstat, hannâne direğinden (Peygamber efendimizin sırtını dayayıp hutbe okuduğu direği bırakıp minbere çıkması ile direğin inlemeye başlaması) daha ziyade (Fazla) inlemeye koyulmuştur.

Ben candan ayrıldım, elbisemi gül gibi yırttım, öyle bir hale geldim ki aklım bile yabancı kesildi bana.

Bu akıl katreleri (Damlaları) onun denizinde mahvoldu gitti;
Şu can zerreleri, sevgilinin yoluna harç edildi, yok olup bitti.

Susayım, nuruna güneşle ayın bile pervane kesildiği (Işığın etrafında dolaştığı kelebek gibi) o mumun karşısında şu mumun ne lüzumu var?
Bunu söndüreyim artık.

Şu aşk, başına bir tabla almış, sokak-sokak geziyor;
Nerde bir ölü varsa hilesiz-düzensiz diriltivereyim onu diye bağırıyordu.

Diyordu ki;
Keremimden (Büyüklüğünden, ululuğundan, soyluluğundan), lütfumdan (İyiliklerinden, bağışlarından) gezip duran, akan, fakat tükenmeyen bir sofra kesildim;
Nerde bir yüzsüz dilenci ki gelsin, soframdan çıkınını doldursun.

                          ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin su arayan bir susuz gibi Hak dostlarını ararken Mevlana Hazretlerinin birlik yurduna geldiğini, benimsendiğini, sevildiğini, değerli olarak davranıldığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin verdiği bilgi, açıkladığı sırlar ile tüm akılların farklı gösterdiği değerlerin parçalayıp bir kaba konduğunu, farklılıkları yok ettiğini, bir hale getirdiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin kendi aklını bırakıp Şems Hazretlerinin aklını aldığını öğrendik.
4.    Allah dostlarından ayrı düşen bir ağaç parçası bile olsa ayrılık acısından inlediğini öğrendik.
5.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretleri karşısında sustuğunu, kendi bilgilerini ortaya dökmeden dinlediğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine olan tutkulu sevgisinden dolayı bitmez tükenmez gıdaların olduğu sofraya sahip olduğunu, herkese sofrasının açık olduğunu, herkese verecek gıdalarının olduğunu öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar