20.
Görmüyorsun beyim bu can ülkesini, bu devlet bahçesini (Her türlü olanağın olduğu yeri), bu bahtı (Gelecekteki
olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin insan ve toplum için
çizdiği yaşayış biçimini), bu azameti (Ululuğu,
büyüklüğü).
Ey
gönlü hoş, eteği temiz kişi (Pisliklere bulaşmamış),
deli misin sen, ben miyim (Deli)?
Benimle
bir kadeh çek de bırak şu kınamayı.
Ey
Ay, dönüp dolaşıyorsun da asla gidilmiyor, zayıflamıyorsun.
Ululuk
nurlarının, sapıklıkları yırttı (Yanlışa gidişi
durdurdu), giderdi.
Akarsuyu
gördün ya, teyemmümü (Sembolik temizlenmeyi)
bırak.
Vuslat
(Sevgili ile buluşma) bayramı geldi, vazgeç riyazetten
(Az ruhsal gıdadan; boş, temelsiz, günahlı, gelip
geçici işlerden vazgeç).
Nazlanırsan
hamsın (Kuralları bilmeyensin);
Naz
çekersen (Yalvararak istiyorsan) ona teslim
oldun demektir.
Fakat
yük taşırsan, yük altına girersen (Kendini sorumlu
tutup hizmet eden olursan) asıl o zaman o güzelliği, o tatlılığı elde
edersin.
Sus,
susmak, bal şerbeti içmekten iyidir.
Sözü
yak (Yok et), vazgeç remizden (Gizli kapalı söylemekten vazgeç), kinayeden (Sözü gerçek anlamının dışında kullanma).
Ey
Tebrizli Tanrı Şems’i, canlar, senin doğundur, bu güneş, ısılığı (Sıcaklığı, ışığı) senin nurundan alır, senin
parıltından elde eder.
Saki
(İnsan ruhuna Allah sevgisi veren, Allah nuru saçan
kimse), kadehi Tanrı şarabıyla doldur;
Yanmış
kavrulmuş gönüllere rabbani şarabı (Bütün varlığımızı
Allah’a verecek sarhoş edip kendimizden geçirecek nuru) sun.
Mahmur
(Sarhoşluktan meydana gelen sersem olmuş)
erlerin meclisinde ekmekten az bahset;
Su
adamları sudan başka bir şeyle uzlaşamaz.
Senin
suyundan (Çekim kuvvetinden, dağılmadan bir arada tutma
kuvvetinden, görülebilen etkilerinden, kılcal hareketlerinden, sıcaklık etkisiyle
döngü oluşturmandan, dengede tutmak gücünden), senin hitabından (Söz söyleme tarzından) beden yıkıldı, harap oldu;
Canım
efendim, şu defineyle bu harabeyi beze.
***
DİVAN-I
KEBİR 2 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Tanrı dostunu
bulunca kınamaya girişmeden, hizmet ederek yakınlaşmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Tanrı dostunun
yapacağı iyiliğin değeri ölçülemeyecek kadar büyük olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin görünmez bir hazine olduğunu, tutku
ile sevmenin ve ona bağlanmanın vazgeçilmez bir istek olması gerektiğini Hazreti
Mevlana’dan öğrendik, anladık.
RAVLİ TANRI ŞARABI yazarak Googleden okumalısın.
*
RAVLİ