24 Temmuz 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 3600 İNCİ BEYİT

3600. (Mevlana Hazretlerine tutkulu bir sevgi ile bağlanıp ilgiyi devam ettirenlere ne yapar?)

Seni gâh incilere (Şekli değişmeyen değerlere) gark ederim (Bol-bol veririm), gâh (Bazen de) zehirlere (Büyük üzüntülere, acılara, kederlere, sıkıntılara sokarım);

Tanı beni, bil beni artık, elimde âdeta bir kilesin (İçine ölçü oluşturan değişik maddeleri koyacağım kapsın) sen.

Bana bir habbe (Tahıl tanesi, su köpüğü) gelse de teslim olsa, onu altınlarla dolu yüzlerce maden haline getiririm;
Yalçın bir tepe olsa onu tutar, uçsuz-bucaksız bir deniz yaparım onu.

Senden yokluk (Bana muhtaç olmak), benden kerem (Sana büyüklüğün, ululuğun, asaletin gereğini yapmak).

Senden razı (Beni benimsemen, isteyen, kabul eden) olmak, benden kısmet (Sana uygun yaşam) vermek.

İpekböceğinin bile önüne yüzlerce atlas (Sık dokunmuş, yüzü parlak ipek kumaş) korum, ona bile yüzlerce ağır kumaşlar ihsan (Karşılık beklemeden yardım) ederim.

Her an ümitsiz (Düzelmesi, iyileşeceği sanılmayan) bir hale düşene öylesine bir harman veririm (Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluştururum) ki ne ekmiştir, ne biçmiş.

Her an, dervişe öylesine bir yakınlık (Duygusal bağ) ihsan ederim (Bağışlarım) ki bunu elde etmek için ne savaşmıştır, ne çileye (Bir durumun sonuçlanması beklemek işine) girmiş.

Şeker kamışının daracık gönlüne şeker kaynağı akıtırım;
Akla-fikre güzel, güzel hoş düşünceler getiririm.

Din yolunda at süredur, fakat atın sakatlandı mı meraklanma;
Arık (Zayıf, sıska) bir at yerine her yanda bir yılkı (Başıboş bir binek) bulursun.

Sus, böyle değildir deme, Tanrı’nın ihsanından (Bağışlarından, iyiliklerinden) başka bir şey arama;
Razılık helvası, helva kazanından coşup ateşlere dökülüyor.

Tebrizli Tanrı Şems’inin nuruyla her zerreyi yakıyn (Sağlam bilgi) nuru (Işığı ile) gör;
Eğer söylemede bir zevk olsaydı her zerre söze gelirdi, söyler dururdu.

Bütün gün seninleydik, yüzlerce kutlulukla gün, geldi geçti.
Feryat!
Feryat!
Hayırlı akşamlar deyip gidivereceksin, bundan korkuyorum.

Bana gecen hoş olsun diyorsun;
Ateş, hiç hoş olur mu?
Ayrılığın bir ateş, hatta ondan da üstün.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1. Mevlana Hazretlerini tanımamız, sevmemiz ve kendimizi ona teslim ederek teni bir kişilik ve yaşam oluşturmamız gerektiğini öğrendik.
                                  *                                                           
İşte böyle yaren;
Yüksek değerlere sahip olan ve bizlere ücretsiz hizmet veren Mevlana Hazretlerinden büyük ölçüde yararlanmamız gerektiğini öğrendik, anladık.

Sıradan bir kişi olmaktan kurtularak Allah’ın ve dostlarının sevdiği bir kişi niye olmayalım?

Ne ve nasıl olursak olalım bizi kabul eden, özeleştiri ile bize yeni kimlik ve kişilik kazandıran Mevlana Hazretlerinden kendimizi niye mahrum edelim?
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar