27 Haziran 2015 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 3340 İNCİ BEYİT

3340. Tebriz(Şehri), Şemseddin’imin doğup ışımasından (Aydınlatmaktan) dolayı neşelensin;
Çünkü güneş, doğup da yürüdü mü iki (Madde ve mana) doğuyu da korur, her yana ışık salar.

Ey can!
İyi bir ad-san sahibi olmayı gönlünden tamamıyla sök, at da bütün sırları, birer-birer, tamamıyla anla.

Ey Tanrı aşığı!
Halkın kınamasından korkuyor, âr (Utanma, utanç duyma), hayâ (Ahlaki düşünce) kaydına düşüyorsun;
Aşk âleminde âr, hayâ kaydına düşmek, padişahlığa kalkışmak, hamlıktır.

Aşığın şeker gibi (Yumuşak huylu, yumuşak davranan, sevimli) olması, nasıl olur, nice (Ne şekilde) olur kayıtlarından (Sınırlamadan, davranışlarının çerçevelenmesinden) kurtulması, yüce bir cana sahip olması gerektir, çünkü o tapı, pek yücedir.

Baştan aşağıya bütün varlığın gözünde bitmiş bir siğilden ibarettir;
Akşam gibi simsiyah saçlara âşıksan Rum zünnarını kaybet gitsin.

Aşk âleminde bilgi, bilgisizliktir;
Bilginin şerefi pek de o kadar önemli sayılmaz.
Aşkın cahili, şu sıra bilgilerinin âlimlerinden (Bilginlerden) yücedir, üstündür.

İzi eseri belirmeyen taraftan, o bilgisizlik, o bilgi tarafından, o canının canına can olan yerden aşk geldi sana, esenlik (Sağlık, sıhhat, afiyet selamet, güvenlik içinde olma) sana.

Yapısı olmayan dam üstünde, aydın ay gibi gördüm onu;
O yüce şivelerine hayran oldum da kapıda kalakaldım.

İster sarhoş olayım, ister şarap;
Tef-in, ney-in sarhoşu değilim, onun şivelerini içmişim, o yüzden sarhoş olmuşum.

O gönüller çeken saçlarla örtülü ateş gibi yüz yok mu?
Can, o saçların tuzağına tutuldu, o halkalara boyun verdi, kendi isteğiyle bir hoşça tutsak oldu gitti.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Şems Hazretlerinin madde ve manayı aydınlatarak aklımızla görüp anlayabileceğimiz duruma getirdiğini, sorunları kolayca çözmek için bilgi verdiğini, bilinmeyeni görünür hale getirdiğini, bizi sevinçli kıldığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin aydınlattıklarını anlayabilmek için saygın ve meşhur olmak isteğini istekler topluluğu olan gönlümüzden söküp atmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Allah’ı tutkuyla seven kişinin ahlak ve utanma duygusundan, halkın kınamasından kurtulması gerektiğini öğrendik.
4.    Allah’ı tutkuyla seven ve bağlanan kişinin bu yüksek kapıya ulaşması için şeker gibi olması yani yumuşak huylu, yumuşak davranan, sevimli olması,  böylece canını soylu ve asil bir hale getirmesi gerektiğini öğrendik.
5.    Aşkta bilgi ve bilgili olmak gerekmediği, aşkın doğru görüş kazandırdığını, cahil olan bir aşığın okuyarak öğrenmiş olan âlimlerden üstün ve yüce olduğunu öğrendik.
6.    Allah’ı ve Allah dostlarını tutkulu seven kişiye bu sevginin canımıza can veren yerden hediye olarak geldiğini, sağlık, sıhhat, güvende olma rahatlığı ve afiyet getirdiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerin Allah’ı anlatışına, sırları söyleyiş biçimine, Allah'ın nurlarını saçarken söyleyiş özelliğinin güzelliğine hayran olan Hazreti Mevlana’yı kendinden geçirdiğini, adeta mıknatısın demiri kendine çektiği gibi Mevlana Hazretlerini kendine çektiğini, kendisine esir ettiğini, Mevlana Hazretlerinin sözünden öğrendik, anladık.
                                 *
RAVLİ


Popüler Yayınlar