3100. Ey nazeninler (Narin,
ince yapılı olanlar), yücelere uçun, yücelere;
Şu
heyula’dan (Korkunç hayalden) kurtularak, şu
nasıl, nice kayıtlardan (Sınır koymaktan, davranışları
çerçevelemekten) geçerek ağın (Yükselin, yukarı
doğru çıkın) yücelere.
Ey
gülüp duran ilkbahar, mekânsızlık âleminden (İşin
yapılış yöntemi açıklanamayan ve belirtilemeyen, oluşumların hazırlandığı
yerden) gelip çattın.
Bize
bir şey getir, ne gördün sevgilimizden?
Haber
ver.
Gülüyorsun,
yüzün terü taze, yemyeşilsin, miskler kokmadasın.
Ya
bizim sevgimizle aynı renktesin yahut rengi ondan aldın.
Ey
mevsim, can gibi hoşsun, gözlerden gizlisin;
Eserlerinle
meydandasın da kendin meydanda değilsin.
Ey
gül, ne diye gülmüyorsun, ayrılıktan kurtuldun gene.
Ey
bulut, ne diye ağlamıyorsun, sevgilinden ayrıldın.
Ey
gül, beze yeşilliği, gül apaçık;
Çünkü
üç aydır, gizlice dikenlerin içinde koşup durdun.
Ey
bahçe, şu yeni yetişenleri güzelce besle, yetiştir, çünkü nasıl geldiklerini
gök gürültüsünden duymadasın.
Ey
yel, oynat dalları, bir gün vuslat (Buluşma)
çağına erersin elbet, onu hatırla da oynat dalları.
Bir
bak, ağaçlar, talihli kişiler gibi neşeli, a menekşe, senin neden gamlarla
boynun bükülmüş?
Süsen
goncaya, gözün kapalı amma diyor, bahtın yâver (Şansın
yardım ediyor), günden güne kutlu bir talihe ulaşmadasın, gözün aydın
olsun.
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Yücelere çıkmak
için bizi korkutan hayallerden kurtulmamız, kendimizin veya toplumun koyduğu
sınırları aşmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Yeniden dirilmek,
güçlenmek zamanında olan güzel değişimlerden haberli olmak gerektiğini
öğrendik.
3.
Değişimlerin
gizli olduğunu fakat eserlerinin meydanda olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
ve dostlarına âşık kişinin şanslı kişi olduğunu, görünmeyen değişimleri
eserlerde gördüğünü, kutluluğa her an daha fazla yaklaşmada olduğunu, sevinç
içinde yaşama doğru ilerlediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ