3320.
Aşk, olduğundan da güzeldir, yokluk bulunduğundan da sağlam;
Bu
ikisinin elini öpersen gökyüzüne ayak basarsın.
Can,
bir ışıktır ki beden leğeninin altında gizli;
Güneş
bile onun nuruna karşı baş eğer, yaltaklık eder.
Yüz
çeşit malı-mülkü var onun, yüzlerce tahtı var, bahtı var;
Tahtı,
yüceliklerden yapılmadır, gece gibi kapkara abanoz (Koyu,
parlak, siyah) tahtasından değil.
Malı-mülkü,
mutlak nurdandır, Tanrı’nın sandığında korunur;
Onlar,
ne bir seyisin beygirine yüklenir, ne de güve düşer onlara da delinir.
Gömül
ateşinin zevkinden, gönlün bir hoşça yanışından ateşe tapar oldum, fakat
Mecusi’nin ateşine kapılma yüzünden değil.
Garip
can, bir-iki gün, bedenle yoldaş oldu amma Mergazlıyla Reyli, mağripliyle Tûslu
gibi (Birbirine uymayan iki kişi gibi) hani.
Dünya
bir elektir, bizse ona konmuş unuz (Öğütülerek toz
haline gelmişiz) sanki;
Elekten
geçtin mi arısın, geçmedin mi kılçıksın, samansın.
Her
gün, çarşı-pazarda, şu aşağılık kişilerin dükkânlarında şu sesler duyulur.
Ey
ham adam, bize gel, bizim malımız sağlam, bizim kumaşımız yıpranmaz.
Kır
kalıp testisini (Vücuduna önem vermeyi bırak) de
dudağına dek dolu kadehi al (Sunulan Allah sevgisini,
Allah nurunu al);
Ne
vaktedek çanak yalayacaksın, ne zamana kadar yaltaklanıp duracaksın?
İzin
veriyor musun, bunun tamamını söyleyeyim de kutsuzluğu, yomsuzluğu (Uğursuzluğu) olmayan bir baht (Gelecekteki olayları kaçınılmaz bir biçimde belirleyen ilahi iradenin
insan ve toplum için çizdiği yaşayış biçimi, kader), bir devlet, doğuyu
da kaplasın, batıyı da?
***
DİVAN-I
KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Gökyüzüne ulaşmak
için varlıktan vazgeçip yokluğu sevmemiz, Tanrı’yı ve Tanrı dostlarını sevmemiz
gerektiğini öğrendik.
2.
Canımızın çok
aydın olduğunu fakat bedenimizin bu ışığı gizlediğini öğrendik.
3.
Canımızın malının
mülkünün makamının nurdan olduğunu, Tanrı tarafından korunduğunu öğrendik.
4.
Bedenimizle
canımızın farklı yapıda ve bir arada olduğunu, fakat uyum içinde olmadıklarını
öğrendik.
5.
Yücelere gitmemiz
için her gün çağrılar geldiğini, bu çağrıyı duyup yönümüzü çağrılan yere
döndürmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Gönülden isteyişle yanma derecesine ulaşmamız, tapacak
kadar sevgi ile kendimizi doldurmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ