5 Haziran 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 3120 İNCİ BEYİT

3120.  Yeter, sus artık, kendinde değilsin, sarhoşsun da tuttun, İsa’ya lâyık mezeyi hayvanların ahırına götürdün, eşeğin önüne koydun.

Kuşlar (Sözler) için bir yer, bir güvercinlik yaparsan (İnsanların yararlanabileceği akla uygun sözlerin barındığı yer) ne kadar uzun, ne kadar büyük olursa olsun deve (Düzgünlük, gösterişlilik) sığmaz oraya.

O güvercinlik akıldır, o yuva, şu bedendir, deveyse o usûl (Gösterişli, düzgün) boyuyla, o serilip boy atışıyla aşktır, aşkın güzelliğidir.

(Aklımızı çok geliştirsek bile; aşkın güzelliğini, düzgünlüğünü, gösterişini meydana getireceği bir yapı oluşturamayız)

Padişahın koca sağrağını (Büyük kadehinden) o (Akıl) kuş içemez, yüzlerce öz yarsan, kapalı kutular açsan ondan bir koku alırım mı sanıyorsun?

Sevgili, bu gerçeğin sırlarını bizden arama;
Çünkü geçici nüktelere (İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı sözlere) daldım, gark oldum (Boğuldum) gittim ben.

Ben bir kâğıda uzunluğuna yazılmış bir yazı gördüm, aşk sırları hep oradaydı;
Tuttum, alay olsun diye muska gibi boynuma taktım onu.

Fakat o ilahi muska (Büyüleyici gücün saklı olduğu, sahip olanı zararlı etkilerden koruyup iyilik getirdiğine inandığı kâğıt) ağırlaştıkça ağırlaştı, bir dereceye vardı ki bin Arap atı bile çekemez, taşıyamaz oldu.

Hicaz perdesinden çıkıp yalımlaşan (Alevlenen) ateşle perdeleri yakmam için perdelerim yırtıldı.

Tebrizli Tanrı Şems’iyle sevişme (Birbirimizi sevmek) vakti, onun aşkı bir coştu, kükredi mi perdeleri yırtar gider.

Mademki kumarhaneye geldin (Olumlu sonuçlanması şüpheli olan işe bile-bile giriştin, katıldın), elbette oynarsın;
Mademki bu işe giriştin, işin geçici bile olsa sonucu gerçek olur, gerçeğe ulaşırsın.
                             ***   
DİVAN-I KEBİR1 MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin yüceliğe sahip kişilere ettiği ikramı kendinde olmadığı zaman herkese ikram ettiğini öğrendik.
2.    Yücelmek için aklın yeterli olmadığını, aşkın gerektiğini öğrendik.
3.    Akılla sırlara ulaşsak da, özleri meydana çıkarsak da Allah’a ulaşmak için bir iz, bir yol bulamayacağımı öğrendik.
4.    Hazreti Mevlana’dan gerçeğin sırlarını değil aşkın sırlarını bulabileceğimizi öğrendik.
                                       *                                                                                            
İşte böyle yaren;
Aklın ve gerçeğin üstünde olan aşkı tanımak ve kazanmak arzusuna düşerek bir oyuna girersek, elbette kazanımımızın olacağını, aşka ulaşamazsak bile gerçeğe ulaşabileceğimizi öğrendik, anladık.
                                 *

RAVLİ

Popüler Yayınlar