30 Ocak 2015 Cuma

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1790 İNCİ BEYİT

1790-  Aşkından dem urunca (Şems Hazretlerini sevdiğini söyleyince) yokluk yurdunda yüzlerce görünmeyen fitne (Karışıklık, kargaşa) meydana geldi;
Ey kademi kutlu (Adımı uğurlu), gelişi tatlı çalgıcı, sabaha dek çal gitsin!

Şarap içme çağı geldi, boğazımıza kadar borca daldık, şarap yüzünden dedim ya;
Hayır, hayır, bırak şu şarap lafını, kadehsiz, şarapsız sarhoş (Aşkın tesiriyle kendinden geçmiş) olanları seyret.

Sen ateş gibi baş çekiyor, inat ediyorsun, bense topraklar gibi döşenmişim yerlere;
Bir ateştir salmışsın bana, yanıyorum, yakılıyorum, güzelsin güzel, güzelsin güzel.

Ey yokluk, saldır varlığa, yok et (Bağları kopar);
Sarhoşluğa koyul, ver gönlünü sarhoşluğa, el çırp, el çırp.

Ey Ay” dedim, bize bak, denizlere dönen (Büyüklüğü, güzelliği içinde toplamış) gözleri seyret, gitme oraya, buraya bak!
Kutlu olsun” dedi, ne de hoş, hele sevdaya bak!

A bülbül, gül bahçesinden söyle, o selviden söz aç, o gebe dalı söyle, gizleme, apaçık anlat.

Hep şekle bakıp durma, nazlı nazenin (Narin, ince yapılı) cana bak ki Rûh-ul Emin’in (Hz. Cebrail, Emin ve mukaddes ruh) parıltısıyla yeryüzü göğe döndü.

Her şekil, kalkana benzer, o resmi yapanın elindedir, onun yüzünü, gözünü gizler.

Sûret (Dıştan görünen şekil), bürünülen bir örtüdür, sûreti yapan, Âzer (Ateş) perdesinin ardındadır.

Ey Ay yüzlüm, Ay da sensin, Müşteri yıldızı (Jüpiter de) da.
Ay, yüzünün çevresinde dönüp durmada, seni tavaf etmede (Ziyaret maksadıyla etrafında dolanmada);
Güneş de, yusyuvarlak gök de aşkınla dönüp dolaşmada.

Yarabbi!
Ben mi arıyorum seni, yoksa sen mi arıyorsun beni?
Ben, ben oldukça, benliğimden kurtulmadıkça ne ayıp bana, o vakit, ben bir başkasıyım, sen bir başkası.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Müşteri (Jüpiter) yıldızı:
Bu yıldızın tabiatı ılımlı bir sıcaklık ve nemliliktir.
Bu sebepten ona, saadet adı verilmiştir.

Bu yıldızın vasıfları:
Dil ve ilim, hilim (Yavaşlık, yumuşaklık) ve hayâ (Terbiyeli Allah korkusu olan), cömertlik ve alçak gönüllülük, akıl ve iffet (Cinsel konularda ahlaka bağlı), güzel ve manalı konuşma hususundaki cehd (Azimli, fedakâr) ve gayreti tespit edilmiştir.

Eğer ana rahmine düşen çocuklara bu yıldızın şansı rastlarsa Allah’ın emriyle bunun, tertemiz tabiatı ve güzel vasıfları onlara geçer.

Saydığımız huy ve ahlakta olurlar.
Şansları müşterininki olur.

“ Mesut, ana rahminde saadete erene derler” atasözüne göre dünyaya mutlu olarak doğarlar.
Marifetname-Erzurum Hasan kale’li İbrahim Hakkı Hazretleri
Sadeleştiren Turgut Ulusoy-Yaptırma yaşatma derneği.

Neler öğrendik:
1.    Her gördüğümüz güzelin, güzelliğin, ululuğun bir şekilden ibaret olduğunu, arkasında gizlenmiş Allah’ın olduğunu öğrendik.
2.    Madde âlemine tamamen bağlılığımızda mana âleminden uzak kalarak mutsuz olacağımızı öğrendik.
3.    Sevgili olarak kabul ettiğimiz, görmekten sevince kavuşacağımız ulu varlıkların mana âlemine olduklarını, manaya önem veren kişilerin büyüklere ulaşma yollarını bulabileceklerini öğrendik.
                        *                 
İşte böyle yaren,
Bizim Allah’ı aradığımızı, Allah’ın da bizi aradığını, ömrümüze arayışla geçirdiğimizi öğrendik, anladık.

Şaşkınlığımızdan Allah ile birlikte Allah’ı aradığımızı, aklımızın başımıza gelince birlikte olduğumu anlayıp görebileceğimizi öğrendik, anladık.

Allah isterse kendisini göstereceğini, yalvarış ve arayışla ümitli olarak o zamanın gelmesini beklememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                 *                                           

RAVLİ

Popüler Yayınlar