1790- Aşkından dem urunca (Şems
Hazretlerini sevdiğini söyleyince) yokluk yurdunda yüzlerce görünmeyen
fitne (Karışıklık, kargaşa) meydana geldi;
Ey
kademi kutlu (Adımı uğurlu), gelişi tatlı
çalgıcı, sabaha dek çal gitsin!
Şarap
içme çağı geldi, boğazımıza kadar borca daldık, şarap yüzünden dedim ya;
Hayır,
hayır, bırak şu şarap lafını, kadehsiz, şarapsız sarhoş (Aşkın tesiriyle kendinden geçmiş) olanları seyret.
Sen
ateş gibi baş çekiyor, inat ediyorsun, bense topraklar gibi döşenmişim yerlere;
Bir
ateştir salmışsın bana, yanıyorum, yakılıyorum, güzelsin güzel, güzelsin güzel.
Ey
yokluk, saldır varlığa, yok et (Bağları kopar);
Sarhoşluğa
koyul, ver gönlünü sarhoşluğa, el çırp, el çırp.
“Ey Ay” dedim, bize bak, denizlere dönen (Büyüklüğü, güzelliği içinde toplamış) gözleri seyret,
gitme oraya, buraya bak!
“
Kutlu olsun” dedi, ne de hoş, hele sevdaya bak!
A
bülbül, gül bahçesinden söyle, o selviden söz aç, o gebe dalı söyle, gizleme,
apaçık anlat.
Hep
şekle bakıp durma, nazlı nazenin (Narin, ince yapılı)
cana bak ki Rûh-ul Emin’in (Hz. Cebrail, Emin ve mukaddes ruh) parıltısıyla yeryüzü göğe döndü.
Her
şekil, kalkana benzer, o resmi yapanın elindedir, onun yüzünü, gözünü gizler.
Sûret
(Dıştan görünen şekil), bürünülen bir örtüdür,
sûreti yapan, Âzer (Ateş) perdesinin ardındadır.
Ey
Ay yüzlüm, Ay da sensin, Müşteri yıldızı (Jüpiter de)
da.
Ay,
yüzünün çevresinde dönüp durmada, seni tavaf etmede (Ziyaret
maksadıyla etrafında dolanmada);
Güneş
de, yusyuvarlak gök de aşkınla dönüp dolaşmada.
Yarabbi!
Ben
mi arıyorum seni, yoksa sen mi arıyorsun beni?
Ben,
ben oldukça, benliğimden kurtulmadıkça ne ayıp bana, o vakit, ben bir başkasıyım, sen bir
başkası.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Müşteri
(Jüpiter) yıldızı:
Bu
yıldızın tabiatı ılımlı bir sıcaklık ve nemliliktir.
Bu
sebepten ona, saadet adı verilmiştir.
Bu
yıldızın vasıfları:
Dil
ve ilim, hilim (Yavaşlık, yumuşaklık) ve hayâ (Terbiyeli Allah korkusu olan), cömertlik ve alçak
gönüllülük, akıl ve iffet (Cinsel konularda ahlaka
bağlı), güzel ve manalı konuşma hususundaki cehd (Azimli, fedakâr) ve gayreti tespit edilmiştir.
Eğer
ana rahmine düşen çocuklara bu yıldızın şansı rastlarsa Allah’ın emriyle bunun,
tertemiz tabiatı ve güzel vasıfları onlara geçer.
Saydığımız
huy ve ahlakta olurlar.
Şansları
müşterininki olur.
“
Mesut, ana rahminde saadete erene derler” atasözüne göre dünyaya mutlu olarak
doğarlar.
Marifetname-Erzurum Hasan kale’li İbrahim Hakkı Hazretleri
Sadeleştiren Turgut Ulusoy-Yaptırma yaşatma derneği.
Neler
öğrendik:
1.
Her gördüğümüz
güzelin, güzelliğin, ululuğun bir şekilden ibaret olduğunu, arkasında gizlenmiş
Allah’ın olduğunu öğrendik.
2.
Madde âlemine
tamamen bağlılığımızda mana âleminden uzak kalarak mutsuz olacağımızı öğrendik.
3.
Sevgili olarak
kabul ettiğimiz, görmekten sevince kavuşacağımız ulu varlıkların mana âlemine
olduklarını, manaya önem veren kişilerin büyüklere ulaşma yollarını
bulabileceklerini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Bizim
Allah’ı aradığımızı, Allah’ın da bizi aradığını, ömrümüze arayışla
geçirdiğimizi öğrendik, anladık.
Şaşkınlığımızdan
Allah ile birlikte Allah’ı aradığımızı, aklımızın başımıza gelince birlikte olduğumu
anlayıp görebileceğimizi öğrendik, anladık.
Allah
isterse kendisini göstereceğini, yalvarış ve arayışla ümitli olarak o zamanın
gelmesini beklememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ