12 Ocak 2015 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1610 İNCİ BEYİT

1610-  Yokluk meyhanesinde (Her şeyin dünyada vücut bulmadan önce yapıldığı yer olan yerde) ulu, yüce padişahlar padişahları, hem külahsız, taçsız, başbuğ olmuşlar, hem kaftansız, elbisesiz oyuna girmişler.

Bir bölük halk, azıcık bir şey görmüş, fakat hasede (Kıskançlığa) düşmüş, kibrine (Büyüklenmeye), namusuna (Ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılığını), ârına (Utancına) yedirememiş de kimse görmeden, yalnızca oynamaya koyulmuş.

Kibirliler, nefse uyanlar, nerden padişaha lâyık olacak, bu padişahımızın yüceliği yüzünden yüzlerce yücelik, ululuk oynamaya başlamış.

Bir bölük halkı görürsün, ekmekle çorba için oynuyor;
Bir bölük halk da var ki aşka düşmüş, onlara aldırış bile etmiyor, oynayıp duruyor.

Ne hoştur o inci ki onun denizine gark olmuştur da sonucu, seçilmiş bir deniz kesilmiş, o seçimde oynamaya koyulmuş.

O nerde, kendi aklıyla taklide düşen, korkusuyla dönüp durarak ümide kapılan, öylece de oynamaya girişin nerde?

Bütün bunlarla beraber gene de o adam, gaflete düşenden (Çevresinde olup bitenlerin farkına varamama durumunda olandan), inkâra döşenenden (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklayandan, gizleyenden) iyidir;
Hiç olmazsa arada bir ikrar eder (Saklamayıp doğruyu söyler, benimser, kabul eder, tasdik eder), arada bir yoktur sözünden kurtulur da oynamaya girişir.

Bir bölük halk var, o yiğidin sevdasıyla varlıktan da geçmiş, yokluktan da;
Bir bölük halk da var, kendi sevdasıyla tamamıyla olmuşum, yokluğa dalmışım diye oynamada.

Yarasa karanlıkta, karanlıkların sevdasıyla oynayıp duruyor, güneşi seven kuşlarsa seher çağından kuşluk zamanına dek raks ediyor.

Ey tez giden seher yeli, var git, Tebrizli Şems’e de ki:
“ Hallerini söyle bana, benimle raksa gir, benimle oyna.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Yokluk makamına ulaşan kişi; dünyada olmasını istediğini yokluk âleminde istemesiyle var olacağını ve dünyaya indirilip vücut bularak kendini göstereceğini öğrendik.
2.    Ulu kişinin isteğinin geri çevrilmediğini, Allah da bu kişinin isteğini kendi isteği olarak kabul edip var ettiğini öğrendik.
3.    Kendini beğenmişlerin, kendi isteklerinin olmasını isteyenler, dünyada elde ettiği ile büyüklenip ruh sağlığını bozanların ruh sağlığını bozduklarını, ulu kişilerden dostluk bulamayacaklarını öğrendik.
4.    Aklımızla taklit etmekle, korkuların esiri olmakla, boş ümitlere kendini bırakanların aşk oyunu oynayamayacaklarını öğrendik.
5.    Olan olayların farkında olarak yaşamamız, ilgi göstermemiz gerektiğini öğrendik.
6.    Bir kısım insanların farkında olmadan, diğer bir kısım insanların duygu ve düşüncelerini sakladığını, diğer bir kısım insanların yiğit birinin peşinde gittiğini, diğer bir kısım insanların da kendine bulduğu aşk ile tamamıyla kendini yok ederek sevdiğiyle var olduklarını öğrendik.
                           *                                             
İşte böyle yaren,
Çeşit-çeşit insanlar olduğunu, kiminin karanlığı sevdiğini bu sevgiyle kendi gerçek ve başarı saydıklarıyla yaşadığını, aydınlığı sevenlerin ise hakikati olduğu gibi gördüklerinden sevinçten dans ettiklerini öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar