1670- Her şekli (Açıklamaya
yarayan kavramı, düşünceyi, davranış biçimini, tutumu, yolunu, tarzını),
her sureti (Duyularla algılayabilme yeteneği ile)
besleyip yetiştirmişsin, fakat bir mana var ki soğutup dondurmuşsun;
Şekil,
suret, şimdi mana olunca nerden geldiği aydınlanmada, belirmededir.
Biri
buzu görse aslı nedir bilmez;
Fakat
sonunda buzun su olduğunu gördü mü buzun aslı hakkında artık şüphesi (Kuşkusu) kalmaz.
İyi
şeylerden başka bir şey düşünme;
Çünkü
düşünce, suret dokumasının ipliğidir;
Güzelleşen,
iyi olan her düşünceden doğan her suret, güzeldir, iyidir.
Ne
yana bakarsan o çeşit gelir suretler;
Şu
halde suretler, bakıştan meydana gelir de erkek, kadın şekillerine bürünür.
Aydın olanla otur, çünkü ona, gönülden bir pencere açılmıştır.
Toprak,
gül, süsen (Güzel renkli ve görünüşlü süs bitkisi)
bitirir amma ona da su yurt olmuştur.
Tanrıyla
düşer kalkarsan güzel, kayıtsız (Şarta bağlı olmayan)
bir can (Dost) olursun;
Ne
de parlak bir hale gelirsin.
Yarabbi!
Ey
benim canıma can (Yaşama gücünü arttıran, mutluluk
veren) kesilen!
Bir
yandan bir devlettir (Mutluluktur, büyüklüktür),
bir ikbaldir (Baht açıklığı, uğurluluk, büyük makama
gelmiş) gelmiş, ah etme zamanı geçmiş, hey-hay diye (Duyguları yuvarlayıp) neşelenme çağı gelip çatmış;
Ağıllaşmış
(Etrafı çevrilmiş) dolunay gibi elsiz ayaksız
gelip erişmiş.
Canım,
dinim, kulu- kölesi olasıca-yı nasıl göreyim yarabbi!
Zaten
ona karşı bu temkinim (Bir işin sonunu düşünerek
ölçülü, tedbirli davranmak) de nedir ki ey aklıma temkin veren dilber.
Her
zerreye mahrem (Sırdaş) o, her hoş nefesliye
hemdem (Sıkı-fıkı arkadaş) o (Allah);
Görmeyen,
onun yüzünden zahit (Dinin kurallarını tam uygulayan)
olmuş, gören gene onun yüzünden rintleşmiş (Gönül eri
olmuş), bir şeye aldırış etmez olmuş.
Ey
sevdası Tanrı aşkı olan!
Ey
arayanda arayan!
Ey
neyine üfleyen!
Ey
maden (Çok değerli olanları içinde barındıranı) isteyen!
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Manayı öğrenmek
için değişimleri izleyerek geldiğini aydınlıkta görüp, aslını esasını anlamamız
gerektiğini öğrendik.
2.
Aslını esasını
görmekle şüphenin kalmayacağını öğrendik.
3.
Güzel ve iyi
düşüncelerle olay ve kişilere bakarsak güzelliklerin ve iyiliklerin oluşumunu
sağlayabileceğimizi öğrendik.
4.
Güzel ve iyi
birleşimlerden güzellik ve iyiliklerin meydana geleceğini öğrendik.
5.
*
İşte
böyle yaren,
İyilik
düşünmek, güzellikleri görmekten sonra Allah ile dost olma sırası geldiğini
öğrendik, anladık.
Allah’ın
dostlarıyla dost olmak, onların güzelliklerini görmek, iyiliklerinden
yararlanmak gerektiğini; bunun için böyle insanları aramamız, bulmamız,
bağlanıp hizmet etmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ