21 Ocak 2015 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1700 İNCİ BEYİT

1700-  Yokluk, senin yüzünden var olsa, yok olan bir elbisedir, bulup giyinse, varlıktan bir bayrağa sahip olsa bir ziyan etmezsin ki.
(Olmayan bir şey bizim isteğimizle varlık âlemine gelse, üstümüzde bize toplumun giydirdiği elbiseyi (Değerleri) kaybetmiş oluruz, fakat sahip olduğumuz esas varlığımızı kaybetmeyiz.)

Yahut merhamete müstahak (Çaresiz olana yardımda bulunmaya) olan bir makama, bir mertebeye erişse, mektebinde Levh-i mahfuz’dan bir ayet okusa.
 (Allah tarafından takdir edilen şeylerin yazılı bulunduğu manevi levhadan bir bölüm ‘Mana’ öğrenmekle, varlığımızdan bir şey kaybetmeyiz)

Ey âlemlere rahmet!
Yakıyn (Sağlam bilgi) denizinden, şu toprağı yurt edinenlere bir inci (Şekli ve değeri değişmeyen), denizdeki balıklara bir rahat, bir huzur bağışlasan.

O denizin dalgası bazı kere inci verir, lütfu bazı defa gemiyi yüzdürüp götürür, bunca yaratığın her birinde, ondan bir hal  (Davranış biçimi) vardır, bir neşe vardır.

Zaten o denizin çoğu yeri, şükredenler gibi secdededir, bazı-bazı da bir hizmet için dalgaları ayağa kalkıp boy gösterir.

Bu gizli (Görünmeyen Yokluk âlemi) denize karşı şu dünyanın yedi denizi, bağışlamakta bulunan bir ihsan sahibine, ibadete koyulmuş bir rahibe benzer (Şükreder, teşekkür eder).

İncilerle, mercanlarla dolu denizimizin bizim, uzun ömrümüz, canımız bizim, ömrümüz sonsuz olur, bize bir son bulunmaz lütfunla (Allah’ım).

Ey katre (Bu denizinin suyundan bir damla), eğer bir anlasan, sellere yoldaş (Hızlı ve toplu giden akışa katılır) olursun, sel de seni ya denize kadar götürür, yolda hiçbir zarar görmezsin.

Yahut da baş çeker (Bu gidişten vazgeçersen), gafil (Habersiz) olursun.
O her yanı kaplayan aşk seli, kulağını tutup çeker (Aşk yolundan bir an bile giden bırakmaz, sahiplenir);
Çünkü o seni esirger korur.

Müstef’ilün, müstef’ilün, şimdi şekeri gizleyeyim, çünkü şekerimi yağma ettirmeye gayb âleminden birçok dudu (Mana sözü getiren) kuşları yolladılar.

Yeniden yeniye, çeşit-çeşit (Ağzına ve yaşamına tat veren) şekerleri seyret, çiğnemekten çıkan seslere kulak ver;
Fakat ne bu şekerin bir şekli var, ne bu dudakların çeneleri, dişleri;
Hiçbiri görünmüyor.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Herkes tarafından görünmeyen, algılanmayan, gizlenmiş bir değeri istediğimizde ve sahip olmamızla toplumun bize doğru olarak kabul ettirdiklerini kaybederiz, fakat bu kaybedişte aslımızı esasımızı, özümüzü kaybetmeyeceğimizi öğrendik.
2.    Fakirlik, yoksunluk, hastalık gibi hallerde Allah’tan yardım isteyen ve bekleyene mana dediğimiz değişmeyen değer olan hakikatten sır bilgi verilse o kişinin şüphelerden arınıp sakinliğe kavuşacağını, neşeli olacağını öğrendik.
3.    Allah’a şükredenlerin devamlı Allah’ın hükümlerine benlik ve nefsini katmadan, saygı gösterip olduğu gibi kabul ettiklerini ve uyguladıklarını öğrendik.
4.    Allah’a şükredenlerin ömürlerinin canlarının uzun olduğunu, Allah’ın bağışıyla sonu olmayan bir yaşama sahip olunacağını öğrendik.
5.    Şükredenin ve kendini Allah’a muhtaç hisseden anlayışına sahip olanların; Allah’ın kendisine ulaşmak için yola çıkacaklarını, bu yolda olanlara yoldaş olacakların, bu yolda hiç zarar görmeyeceklerini öğrendik.
6.    Allah yoluna giren kişi sonradan vazgeçse bile kendi haline bırakılmayıp tekrar bu yola sokulduğunu öğrendik.
                        *                 
İşte böyle yaren,
Görünmeyen alem olan yokluk aleminden varlık alemine isteğimizle çok şeylerin oluştuğunu, şekil bulup emrimize ve kontrolümüze girdiğini öğrendik, anladık.

Fakirlik, yokluk Allah’a muhtaç olmak manasındadır ve bu gibi kavram ve öneriler Allah’a aşk yolundan gitmek isteyene önerilmiştir.
Allah’a ulaşan kişi elbette kuvvetlenecek, zenginleşecek, silahlanacaktır.
Her yerde ve dönemde Allah’a muhtaç ve Allah fakiri olduğumuzu öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar