1620- Sarhoşlara (Bir
şeyden çok fazla mutluluk duyanlara) bak, hepsi de bizim sarhoşumuzun
başına üşmüş (Her yandan çokça bir araya gelmiş,
toplanmış, birikmiş), akıllarını fikirlerini bırakmışlar, esenlikten (Sağlığını, afiyetini, sıhhatini düşünmekten) geçmişler,
belâya düşmüşler (Sıkıntılara, işin içinden çıkılması
zor olan uğraşılara girmişler).
Dedim
ki:
Ey
can sarhoşları!
Ey
can elinden şarap içenler!
Yüz
binlerce can, yüz binlerce gönül, sizin başınıza üşmüş (Üşüşmüş), size sarılmış.
Dediler
ki:
Allah’a
şükürler olsun, lütfuyla (Bağışladıklarıyla) şu
ay doğdu;
Darlıktan
mahrum (Geçim zorluğunda) kalmıştık, yokluğun ta
dibine dalmıştık.
Cefasından
(Fena davranışından) kaçtık, bir zaman ondan
uzaklaştık, düşmanlar gibiydik âdeta, cefa içinde eziyet (Sıkıntı) içinde kalakalmıştık.
Vefa
kadehini (Sevgi, dostluk bağlılığını) kaldırmış,
işi dükkanı bırakmış, işleyen kâr eden bir çok tatsız tuzsuz dükkanı öylece
salıvermiş elinden.
Gözlerine
sürme çeken (Görüş ve anlayış gücünü artıran),
her şeyi görüp bilen akıl, güzel gözlülerle görüşüp konuşmaya düşmüş, onlarla
düşüp kalkmaya koyulmuş;
Etrafı
gözeten kuzgunsa nerde bir asılmış adam (Leş)
varsa oraya konmuş.
Ağzında
tat varsa, lezzet alıyorsan şu acı, tatlı küplerden bir tat, hevadan, hevesten (Zevk ve şehvetler, boş ve geçici işlerden) geçmek mi
daha iyidir, yoksa heva ve hevese kapılmak, asılıp kalmak mı?
Bir
ömürdür gönlüm, aşkıyla avare (İşsiz, güçsüz, başı boş,
aylak) oldu, onu arayıp duruyordum, bir de baktım ki zavallı gönül bir
güzelce Tanrı’ya yapışmış meğer.
Ey
yiğit, dünya evine güveniyorsan kalk da seni hem azat (Hür)
eden hem tutup asa koyan, tutsak eden kimdir, göstereyim sana.
Ebedilik
yurdunda öldürülenleri, fakat canları diri olanları gör, genç (Hallacı) Mansur gibi razılık darağacına asılmışlar.
(Hallacı Mansur “ Allah’ı içselleştirip kendinde gördüğü için
“ En-el Hak” yani ben Hakkım dediği için din
adamlarının onayı ile asılarak öldürülmüştü)
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Allah’a verilmiş
gönül, onu bir sevgili gibi görmek, zevkinden sarhoş olmak isteyene bu yolu
Hazreti Mevlana’nın gösterdiğini öğrendik.
2.
Bizi dünyalık
işlerden hür eden veya tutsak edenin kim ve neyin olduğunu bilmemiz gerektiğini,
aklımızla bu yolu bulamayacağımızı, iyi bir öğreticinin yol göstermesinin olması
gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Her
kişi kendini sevecek, dost olacak, güvenecek, koruyacak, sığınılacak birini aradığını,
aslında o aradığıyla beraber olduğunu bilemeden, anlamadan bir ömür
geçirdiğini, böyle kişilerin çok olduğunu öğrendik, anladık.
Şah
damarımızdan daha yakın olan kim?
*
RAVLİ