1590- Ödleğin (Korkağın,
tabansızın ‘Alt derecede olan’, yüreksizin) biri bir gün bağırdı, “ Kötü
çoban” dedi:
“
O keçi, sürünün içinden bana baktı, acaba ısırır mı beni?
Çoban
ödleğe:
“
ısırırsa da dedi, hatta tekmesinin altında öldürse de er kişiye ne gam, korkar
mı hiç keçiden?” dedi.
Akıl
nerde ki söz söylesin, ayak nerde ki koşup yortasın (Sürekli
gidiş halinde olasın), karadan kaçıp denize dalasın da depremden emin
olasın.
Padişahlar
padişahı olasın, saltanatın daimi olsun, Zühal (Satürn)
yıldızından bile yüce olsun yerin, şu süprüntülükten çıkasın.
Aklı
küll (Doğadaki uyum) gibi, işe güce koyulasın,
bal ırmağı gibi coşup köpüresin, Hamel burcundaki (Koç
burcu) güneşe (Baharın başlangıcına),
Sümbüle burcundaki (Başak burcundaki) Ay’a (Olgunluk parlaklığına) dönesin.
Yüzlerce
kuzgun, yüzlerce puhu, yüzlerce üveyik, senin için nağmeler düzmüşler;
Şu
oyalanmadan vazgeçseydin gönül sırlarını duyardın.
Gönül
sahibiysen aşka düş, gönülsüz bir hale gel, aklın varsa deli ol, çünkü şu cüz’i
(Pek az) akıl, senin aşkının gözüne bir su
kabarcığı gibi görünür.
Sonucu
gayb sureti gelip yetişir de seni suret âleminden çeker, sıyırır (Görünmeyen âlemde oluşanların dünyaya gelip şekle
büründüğünü, bunun oluşumunu görenin görünmeyen âleme ilgi ve merak duyacağını,
böylece görünmeyen âleme çekileceğini);
Çünkü
onun o birbirine karışmış kıvırcık siyah saçları yüzünden bu mesele sarpa
sarmıştır, çözümlenmesi güçtür.
Fakat
gene de bu yolda hoşlukla, güzellikle eteğini kaldırman, çekmen(Aşk yolunda yürüyüşe çıkmak) gerek;
Çünkü
aşılacak yol, âşıkların kanlarına bulanmıştır (Âşıklar
bu yolda kanlarını dökmüşlerdir).
Yürü
ey gönül, yürü kervanla, yapayalnız bu yolu aşmaya kalkışma;
Çünkü
şu gebe kalmış zaman fitneler (Karışıklıklar, kargaşalar)
doğuruyor.
Dediğim
gibi gidersen zahmetsiz gidersin, Tanrı’nın amanın da (Yardımı
ile) olarak yol alırsın, denizde kayık gibi yürürsün.
Ey
gönül, mademki gittin, gidiyorsun, bari zahmetsiz, şikâyetsiz git.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Korkak kişinin
gerçek tehlike olmasa bile korkup, kendinde korku oluşturup kaçmayı tercih
ettiğini öğrendik.
2.
Dünya işlerinin
oyalamasında ısrarla kalanın gönül sırlarından yoksun olacağımızı öğrendik.
3.
Gönül sırrına
ulaşmakla doğadaki uyumu, tatlılığı, faydalara, güzellikleri, olgunluğa,
parlaklığa, uğurluluğa kavuşabileceğimizi öğrendik.
4.
Eminliğe ulaşmak
için eminlik veren yere ulaşana kadar koşma derecesinde uğraşı vermemiz
gerektiğini, bunun yolunun gönlün sırlarını bilmekle olacağını öğrendik.
5.
Çok değer
verdiğimiz aklımızın da gücünün bir sınırı olduğunu, daha üstününün gönül
sahibi olmak olduğunu, gönlün de daha üstünde olan aşk deliliği olduğunu
öğrendik.
6.
Aşk yolu zor ve
zahmetli olsa da getirisinin ebedi kazanımlar olacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Aşk
yolunun yalnız gidilemeyeceğini, yol gösteren, yolu aydınlatan, maddi manevi
koruyan güçlü kişinin önderliğinde olması gerektiğini öğrendik, anladık.
Hazreti
Mevlana’nın dediklerini doğru kabul edip yaparsak, sevgiyle bağlanırsak
Allah’tan yardımı ile zahmetsiz ve şikayetsiz ve de daha az bir zamanda sevinç
içinde ebedi yaşama ulaşacağımızı öğrendik, anladık.
Gönlümüzü
sevgiyle ve istekle Hazreti Mevlana’ya verdiğimizde o mübarek kişinin gönlünün
nerde ise oraya gideceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ