1640- Gece oldu (Herkes
uykudayken) ey benim canım, cihanım, ey geceleyin yol alanların gözü,
ışığı!
Ey
Ay’a benzeyen yüzüne (Allah’tan aldığı parlaklığı ile
karanlıklarda kalmışların yolunu aydınlatana) karşı gökyüzünde ay’ın
bile asılıp kaldığı hayran olup kendinden geçtiği dilber!
Ben
yeni Ay gibi neşeliyim, sevinçliyim (Gittikçe tamamım
aydınlanmaya başlayacağı için);
Sen
yeni bir mevki, yeni bir devlet gibi cana canlar katıyorsun!
Ey
gamıyla yeni Ay da benim gibi iki büklüm olup kaldığı güzel.
Can, bilgiyle bir dağdır, bedense bir saman çöpü sanki!
Bir
saman çöpünün koca bir dağı tutup kaldırdığını kim görmüştür!
(Şems Hazretlerine sesleniş)Yol alanları bıraktın
gittin, etme, başkalarıyla sohbette bulunma;
Yoksa
belalara düşersin de belalara uğramış adamdan çare umana döner, kala-kalırsın.
Yüce
kişilerin canları bile bu işin sonucu nedir, nasıldır diye kan olmuş;
Kötü
zanna (İyi niyet ve amaçları kötüye yorarak kuşkuya)
kapılanların canlarıysa sonunda baş aşağı asıla kalmış.
Yüce
erlerin tertemiz canları, canın önceden ektiği tohumu görmüş de sonu düşünmeden
vazgeçmiş, öne, başlangıca sarılmış.
Asıl
seslenen gönüldür, gönlün sesidir beden (Vücut)
dağına akseden;
Ey
sese yapışan, sus da sesin geldiği yere sarıl!
Dilden
çıkan söz kibir (Kendine beğenme, başkalarından üstün
tutma, büyüklenme, benlik, gurur) verir, kibir de senin yalvarışını yer
bitirir;
Kibrinden
ayrıl da ululuk ıssına (Kendisinde olan bir şeyi yasa
sınırları içinde istediği gibi kullanabilen kişi olmak için yalvarış ahlakıyla
büyümeye çalış) yapış.
Kimdir
bu, kimdir bu ki tatlı-tatlı, güzel-güzel gelmiş;
Sarhoş
(Hak şarabını içmiş), ayakkabıları koltuğunda,
evimize girmiş (Şems Hazretlerinin eve gelmesi).
O
ona hayran, düşüncenin başı dönüyor, huzurunda yüzlerce akıl, yüzlerce can,
elsiz ayaksız bir hale düşmüş.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Canımız Tanrı’sal
bilgilerle dolduğu zaman büyük ve güçlü olabileceğimizi öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerinin geri dönüp gelmesi için iyi niyetini ve
samimiyetini belirterek çağrı yaptığını öğrendik.
3.
Yüceliğe ulaşmış
kişilerin bile nasıl bir sonuçla karşılaşacaklarını bilemeyeceklerini öğrendik.
4.
Yüceliğe erişmiş
temiz kimselerin nasıl bir sonuçla karşılaşacağım diye derde düşmediklerini,
Allah’ın yaratış başlangıcına doğru yol aldıklarını öğrendik.
5.
Gönlümüze gelen
sesi dinlememiz gerektiğini, sesin geldiği yere olan gönlümüze doğru gitmemiz
gerektiğini öğrendik.
6.
Allah’a
yalvarışla ilişki kurulduğunu, yalvarmayanların ruhsal hastalıklara tutulmuş
olduklarını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Şems
Hazretlerinin sözüne yüzlerce aklın, yüzlerce canın (Hak
dostlarının), yüzlerce düşüncenin erişemediğini, sırlarının manasını
anlayamadıklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ