15 Ocak 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1640 İNCİ BEYİT

1640-  Gece oldu (Herkes uykudayken) ey benim canım, cihanım, ey geceleyin yol alanların gözü, ışığı!
Ey Ay’a benzeyen yüzüne (Allah’tan aldığı parlaklığı ile karanlıklarda kalmışların yolunu aydınlatana) karşı gökyüzünde ay’ın bile asılıp kaldığı hayran olup kendinden geçtiği dilber!

Ben yeni Ay gibi neşeliyim, sevinçliyim (Gittikçe tamamım aydınlanmaya başlayacağı için);
Sen yeni bir mevki, yeni bir devlet gibi cana canlar katıyorsun!
Ey gamıyla yeni Ay da benim gibi iki büklüm olup kaldığı güzel.

Can, bilgiyle bir dağdır, bedense bir saman çöpü sanki!
Bir saman çöpünün koca bir dağı tutup kaldırdığını kim görmüştür!

(Şems Hazretlerine sesleniş)Yol alanları bıraktın gittin, etme, başkalarıyla sohbette bulunma;
Yoksa belalara düşersin de belalara uğramış adamdan çare umana döner, kala-kalırsın.

Yüce kişilerin canları bile bu işin sonucu nedir, nasıldır diye kan olmuş;
Kötü zanna (İyi niyet ve amaçları kötüye yorarak kuşkuya) kapılanların canlarıysa sonunda baş aşağı asıla kalmış.

Yüce erlerin tertemiz canları, canın önceden ektiği tohumu görmüş de sonu düşünmeden vazgeçmiş, öne, başlangıca sarılmış.

Asıl seslenen gönüldür, gönlün sesidir beden (Vücut) dağına akseden;
Ey sese yapışan, sus da sesin geldiği yere sarıl!

Dilden çıkan söz kibir (Kendine beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik, gurur) verir, kibir de senin yalvarışını yer bitirir;
Kibrinden ayrıl da ululuk ıssına (Kendisinde olan bir şeyi yasa sınırları içinde istediği gibi kullanabilen kişi olmak için yalvarış ahlakıyla büyümeye çalış) yapış.

Kimdir bu, kimdir bu ki tatlı-tatlı, güzel-güzel gelmiş;
Sarhoş (Hak şarabını içmiş), ayakkabıları koltuğunda, evimize girmiş (Şems Hazretlerinin eve gelmesi).

O ona hayran, düşüncenin başı dönüyor, huzurunda yüzlerce akıl, yüzlerce can, elsiz ayaksız bir hale düşmüş.
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Canımız Tanrı’sal bilgilerle dolduğu zaman büyük ve güçlü olabileceğimizi öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin geri dönüp gelmesi için iyi niyetini ve samimiyetini belirterek çağrı yaptığını öğrendik.
3.    Yüceliğe ulaşmış kişilerin bile nasıl bir sonuçla karşılaşacaklarını bilemeyeceklerini öğrendik.
4.    Yüceliğe erişmiş temiz kimselerin nasıl bir sonuçla karşılaşacağım diye derde düşmediklerini, Allah’ın yaratış başlangıcına doğru yol aldıklarını öğrendik.
5.    Gönlümüze gelen sesi dinlememiz gerektiğini, sesin geldiği yere olan gönlümüze doğru gitmemiz gerektiğini öğrendik.
6.    Allah’a yalvarışla ilişki kurulduğunu, yalvarmayanların ruhsal hastalıklara tutulmuş olduklarını öğrendik.
                           *                                             
İşte böyle yaren,
Şems Hazretlerinin sözüne yüzlerce aklın, yüzlerce canın (Hak dostlarının), yüzlerce düşüncenin erişemediğini, sırlarının manasını anlayamadıklarını öğrendik, anladık.
                                  *

RAVLİ

Popüler Yayınlar