29 Ocak 2015 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 1780 İNCİ BEYİT

1780-  Ey can şarabından (Sevinç veren, insanı hoş hale getirenden) haberi bile olmayan, niceye dek hünerden laf edeceksin?
Bir an olsun, o ekmek tuzağını at cehennemin ta dibine.

Nerde zamanın padişahı, herkesin kendisine kul olup hizmet ettiği Şemseddin (Tebrizi)?
Ey Tebriz (Halkı), padişahlığı apaçık görünen o padişaha bir an tapı kıl, kulluk et (Sevgiyle bağlan).

(Şems Hazretlerine hitap!)
Ey padişahımız, sultanımız, saltanatına ön-son olmayan padişahın (Allah’ın) saltanat yurdundan geldin;
Ayların ta kalbine girdin, padişahların sancaklarını zapt ettin.

Ey canın iş yurduna temel olan, mekânsızlık (Adresini herkesin bilmediği yerden) yurdundan bir Ay gibi doğdun da geldin;
Yüzlerce güneşi, göğü, zerreler gibi birbirine vurdun, dağıttın da geldin sen.

Öylesine bir meşale (Ateş) yaktın, tutuşturdun ki gündüzü de yakıp yandırdın, geceyi de;
Suça karşı öylesine bir özür belledin ki iyilik bile kötülükten utandı adeta.

Ey yüzlerce müşterinin Zühre’si (Kutluluk tesiri olan‘Venüs yıldızı’)!
Ey Tanrı lütfunun sırrı (Aklın açıklayamadığı, çözümleyemediği gizeme sahip)!

Ey peri (Güzel ve alımlı), hasede uğramamak (İnsanların kıskançlıklarından oluşan zarara uğramamak) için can ülkesine gizlice gel de al gönlü ele.

A güzeller güzeli, salına-salına gel, çünkü haremdesin (Ailemizdensin) sen, hem her ibadet edenin hasret çektiği güzelsin, hem her ibadet yurdunun kıblesisin (Sıkıntılı durumlarda yardımı beklenilensin) sen.

Yaratıcının (Allah’ın) nuruyla parıl-parıl parlayan yüzü, eşi olmayan bir güzelliğe sahip, alnına dökülen kıvrım-kıvrım saçları, Ahmed’in (Hz. Muhammed’in) taylasanıyla (Arkadan bele doğru uzanan sarığın uç kısmı ile süsülenip) bezenmiş, misk gibi kokan, misk gibi simsiyah olan o saçlarının benzeri yok.

Tebrizli Şems gidince can da gölge gibi gider ardından;
Ayağının bastığı toprak, ya göze tutyadır (İyi görüş sağlayan sürme), yahut ebedilik nurunun sürmesi (Ölümsüzlüğü görecek güçlü bakışı sağlayansın).

A gönül, ne hale geldiğini söylemiyorsun, ömrüne ömürler katan aşka düştün, gâh (Bazen) gamla mecnun oldun, gâh mihnetle (Sıkıntı ile) kan kesildin (Kan oldun, cana kuvvet verdin).
                                 ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’ın dünyayı hükmünü sürdürecek padişahsız koymadığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin bir padişah olduğunu, aziz vücudu ahrette gitse bile her an bizlerle birlikte yaşadığını, etkisinin ve yetkisinin güçlü olduğunu Mevlana Hazretlerinin dilinden öğrendik.
3.    Şems Hazretlerine aşık olmakla sadece sorunumuzun aşk olacağını, diğer dertler ve sorunların önem ve değerinin kalmayacağını öğrendik.
                        *                 
İşte böyle yaren,
Şems Hazretlerine Mevlana Hazretlerinin aşık olması ile sevinç içinde yaşamayı öğrendiğini, bunun ölümle kaybolmayacak bir sevinç olduğunu, bu hakikati Mevlana Hazretlerinin yaşadığını, öğrendik, anladık.

Mevlana Hazretleri kendisine sevgi ile bağlananlara aşkı, Şems Hazretlerini sevmeyi, bu öğretiden kaybolmayacak sevinç veren sırlardan faydalanabileceğimizi öğrendik, anladık.
                                 *                                           

RAVLİ

Popüler Yayınlar