470-
A babam, kendini incitme, başını taşlara vurma;
Yanıp
yakılan nefsinle savaşıp durma.
Aya
tükürsen o tükürük, kendi yüzüne gelir;
(Hakaret etsen, bilmezliğin ve doğru değerlendiremediğin için
yüzünden kendinin aşağılık olduğunu ispatlarsın)
Onun
eteğini çekersen senin elbisen daralır.
(Yüce kişinin
hakikatini bilmeden eleştirirsen görüşün, düşüncelerin daralır)
Senden
önce başka hamlar şu dünya kazanında kaynayıp coştular, çok çırpınıp
çırpındılar ama razılıktan başka bir çare bulamadılar.
(Allah ile buluşmak, ona kavuşmak isteyen olgunluğa ulaşmamış
çok insanın istediğini elde edemediğini, mevcut durumu kabul etmekten öteye
gidemediler)
Bir
oklu kirpi yılanın kuyruğunu ağzıyla yakaladı, başını içeri sokup dertop (Büzülüp bir araya geldi) oldu o düzenbaz.
Ahmak
yılan boyuna kendisini kirpiye vurmaya başladı, kirpinin oklarına vura-vura
delik deşik oldu.
(İlahi yolculuğun bilinçli kişinin kılavuzluğunda olması
gerekir, ham kişi bu yolculuğu savaş haline getirir ve kendisini mahveder)
O
kötü yüzlü (Yılan), sabırsızlığından, düzen ( Belli yöntem, ilke veya yasalara göre
kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem) bilmezliğinden, tez
canlılığından kendini öldürdü;
Bir
müddet sabretseydi o beladan kurtulurdu.
Sende
aklını başına al da her belâ oklu kirpisine kendini vurma,
Rahatça
otur da kaza geldi mi hava boşluğu bile daralar de dur.
(Can veya mal kaybına, zarara neden olan kötü olayla veya içinden çıkılması güç, sakıncalı durumla veya büyük
zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse ile veya hak ettiğimiz bir ceza ile
karşılaştığımız zaman kabullenip bekleyiş içinde olmamız gerekir)
Âlemlerin
Rabbi, “ Ben sabırlılarlayım” buyurdu;
Ey
sabırlılarla oturan, sen, başımızdan aşağı dök sabrı, sen bize sabırlar ver.
(Şems Hazretlerine sesleniş:) Aklını başına al ey
âşıkların hekimi (İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve
onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden doktor), bizim gibi bir
sevdalı gördün mü sen?
A
sevgilim, siz (Şems Hazretleri ve dostları)
olmasanız helâk (Bitkin bir duruma geldim, öldüm)
oldum gitti.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Kendimizle savaşmamızın
yanlış olduğunu, kendi kendimizi incitmeye sebep olduğunu, bu uğraşı
yönteminden zarara uğrayacağımızı, nefsi öğrenmeden onunla savaş yapmanın
başarısızlıkla ve zararlarla sonuçlanacağını öğrendik.
2.
Yüce kimseleri
eleştirmenin, hakaret etmenin, küçümsemenin aslında kendimize hakaret,
kendimizi eleştirip aşağılama olduğunu,
kendimizin değer ve yeteneklerini bilmediğimizi, doğru kullanamadığımızı
açıkça gösterdiğini öğrendik.
3.
Yol gösterici
yüce kişiler gelmeden önce, kişi olgun hale gelmeden, kendi kendini olgun
sanarak ve çok çaba göstererek Tanrı’ya ulaşmak istediklerini ancak İlahi
makamdan verileni kabul etmek zorunda kaldıklarını öğrendik.
4.
Sabrı, yolun
durumunu, yol kılavuzunu bilmeden, Allah’tan yardım almadan bu yola girenlerin
sonuca ulaşamadıklarını, yolda kaybolup gittiklerini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Allah’ın sabırlılarla beraber olduğunun anlayışını
ve görüşüne sahip olanlarla beraber oturmamız gerektiğini, konuyu
duygularımızın ve davranışların dışına çıkartarak algılarımızı ve bilgilerimizi
ruhsal süreçte duru (Diğer duygu ve işlerden
arındırarak, karışıklıktan kurtararak) ve aydınlık olarak izleme
sürecinde olmamızın sabırla başarılabileceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ