17 Eylül 2014 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 470 İNCİ BEYİT

470- A babam, kendini incitme, başını taşlara vurma;
Yanıp yakılan nefsinle savaşıp durma.

Aya tükürsen o tükürük, kendi yüzüne gelir;
(Hakaret etsen, bilmezliğin ve doğru değerlendiremediğin için yüzünden kendinin aşağılık olduğunu ispatlarsın)
Onun eteğini çekersen senin elbisen daralır.
 (Yüce kişinin hakikatini bilmeden eleştirirsen görüşün, düşüncelerin daralır)

Senden önce başka hamlar şu dünya kazanında kaynayıp coştular, çok çırpınıp çırpındılar ama razılıktan başka bir çare bulamadılar.
(Allah ile buluşmak, ona kavuşmak isteyen olgunluğa ulaşmamış çok insanın istediğini elde edemediğini, mevcut durumu kabul etmekten öteye gidemediler)

Bir oklu kirpi yılanın kuyruğunu ağzıyla yakaladı, başını içeri sokup dertop (Büzülüp bir araya geldi) oldu o düzenbaz.
Ahmak yılan boyuna kendisini kirpiye vurmaya başladı, kirpinin oklarına vura-vura delik deşik oldu.
(İlahi yolculuğun bilinçli kişinin kılavuzluğunda olması gerekir, ham kişi bu yolculuğu savaş haline getirir ve kendisini mahveder)

O kötü yüzlü (Yılan), sabırsızlığından, düzen ( Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem) bilmezliğinden, tez canlılığından kendini öldürdü;
Bir müddet sabretseydi o beladan kurtulurdu.

Sende aklını başına al da her belâ oklu kirpisine kendini vurma,
Rahatça otur da kaza geldi mi hava boşluğu bile daralar de dur.
(Can veya mal kaybına, zarara neden olan kötü olayla veya içinden çıkılması güç, sakıncalı durumla veya büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse ile veya hak ettiğimiz bir ceza ile karşılaştığımız zaman kabullenip bekleyiş içinde olmamız gerekir)

Âlemlerin Rabbi, “ Ben sabırlılarlayım” buyurdu;
Ey sabırlılarla oturan, sen, başımızdan aşağı dök sabrı, sen bize sabırlar ver.

(Şems Hazretlerine sesleniş:) Aklını başına al ey âşıkların hekimi (İnsanlardaki hastalıkları teşhis ve onları ilaçlarla veya bazı araçlarla tedavi eden doktor), bizim gibi bir sevdalı gördün mü sen?
A sevgilim, siz (Şems Hazretleri ve dostları) olmasanız helâk (Bitkin bir duruma geldim, öldüm) oldum gitti.

                      ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Kendimizle savaşmamızın yanlış olduğunu, kendi kendimizi incitmeye sebep olduğunu, bu uğraşı yönteminden zarara uğrayacağımızı, nefsi öğrenmeden onunla savaş yapmanın başarısızlıkla ve zararlarla sonuçlanacağını öğrendik.
2.    Yüce kimseleri eleştirmenin, hakaret etmenin, küçümsemenin aslında kendimize hakaret, kendimizi eleştirip aşağılama olduğunu,  kendimizin değer ve yeteneklerini bilmediğimizi, doğru kullanamadığımızı açıkça gösterdiğini öğrendik.
3.    Yol gösterici yüce kişiler gelmeden önce, kişi olgun hale gelmeden, kendi kendini olgun sanarak ve çok çaba göstererek Tanrı’ya ulaşmak istediklerini ancak İlahi makamdan verileni kabul etmek zorunda kaldıklarını öğrendik.
4.    Sabrı, yolun durumunu, yol kılavuzunu bilmeden, Allah’tan yardım almadan bu yola girenlerin sonuca ulaşamadıklarını, yolda kaybolup gittiklerini öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Allah’ın sabırlılarla beraber olduğunun anlayışını ve görüşüne sahip olanlarla beraber oturmamız gerektiğini, konuyu duygularımızın ve davranışların dışına çıkartarak algılarımızı ve bilgilerimizi ruhsal süreçte duru (Diğer duygu ve işlerden arındırarak, karışıklıktan kurtararak) ve aydınlık olarak izleme sürecinde olmamızın sabırla başarılabileceğini öğrendik, anladık.
                                  *
RAVLİ

Popüler Yayınlar