420-
Her an çamuru karıştırma, suyunu bulandırma da arınsın, tortun aydın olsun,
derdine derman bulunsun.
Yalım
(Alev) gibi bir can, fakat dumanı nurundan fazla
(Canımızın istedikleri fazlaşırsa duman etkisi yaparak
ışığın parlamasına engel olur);
Duman
da haddi aştı (İstekler fazlalaştı mı) mı evdeki
ışığı göstermez olur.
Dumanı
eksiltirsen (İsteklerini azaltırsan) nurla
aydınlanırsın; ışığınla bu dünya da aydın olur, o dünya da.
Bulanık
suya bakarsan orda ne ay görürsün, ne gök (Kendini çok
isteklerle bulandırma).
Hava
da karardı mı güneş de gizlenir, Ay’da (Kendini
karanlığa mahkûm etme).
Güney
yeli esince havayı tertemiz eder.
Bu
yüzdendir ki sabah çağları seher yeli, âlemi cilalar (Parlatır)
âdeta.
Alıp
verdiğimiz soluk da gönüldeki sıkıntıyı, derdi arıtır (Temizler),
adamın içini cilalar.
İnsan,
bir an nefes alıp vermese varlığına yokluk gelir çatar.
Garip
can, şu cihanda mekânsızlık âlemine iştiyak (Özlem)
çeker (Can geldiği yere dönmek ister);
Hayvan
nefisse ne diye şu otlakta (Dünyada) otlar
durur, bilmem ki?
Ey
mayası hoş, aslı temiz arı (Temiz, günahsız)
can, nice bir sefer edip duracak, gezip dolaşacaksın?
Sen
padişahın doğanısın, padişahın ıslığı nerden geliyorsa uç oraya.
(Canımızın Allah’tan gelen ince ve keskin sese dikkat etmesi
ve ses kaynağına, vahi kaynağına doğru uçması gerekir)
Hem
yüzün hoş, hem huyun hoş;
Hem
zülfündeki büklümler, kıvrımlar güzel, hem başın, yüzün güzel.
Hem
şiven, edan hoş, hem meyven, lütfun da güzel, kahrın da güzel, cefan da. (Canımızdan gelen her şey sevilir ve hemen kabul edilir.)
Ey
ebedi aşk sureti, ey güzelliği hadden aşkın (Allah’ım)!
Ey
ay yüzlü, selvi boylu, ey cana canlar katan, gönüllere neşeler veren dilber.
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
İsteklerimiz
fazlalaştıkça canımızda kızgınlığın arttığını, duman oluşturduğunu, görmemizin
ana unsurundan biri olan ışığa engel olduğunu, karışıklık meydana getirdiği
için önümüzü göremez hale geldiğimizi öğrendik.
2.
İsteklerimizi
azalttığımız zaman oluşacak sakinliğin aydınlığında doğru kararlar
alabileceğimizi ve doğru iş yapabileceğimizi öğrendik.
3.
Bulanıklık
yaratan istek ve davranışlardan kaçınmamız gerektiğini, net, anlaşılır, açık,
doğru ifadelerle isteğimizi ortaya koymamız ve olanaklar ile gerçekleşmesinin imkânı
olup olmadığına bakmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Sabah
sakinliğinden yararlanmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Canımız
temizdir fakat isteklerimizin çokluğuyla canımızı bilincimizi ve duygularımızı
zayıflatarak sersemlettiğini,
Kötü
şeyleri sezinlemekte güçlük çekmeye sebep olduğunu,
Doğru
düşünemez hale getirdiğini,
Düşünürken
olaylar arasındaki bağlantıları kaybettirdiğini,
Ne
yapacağımızı şaşırttığını,
Gerçeğin
ne olduğunu kestirememekten kararsızlık oluşturduğunu, Kötü ihtimalleri akla
getirip olmayacak bir olayı olacak gibi sanmaya sebep olduğunu,
Kararsızlık
içinde bunalıma sokacağını öğrendik, anladık.
Cana
istek baskısı çoğaldıkça düşünmeden hareket eden,
Ne
yaptığımızın farkında olmayan biri olacağımızı,
Sisler
içinde ne kendimizi, ne başkalarını, ne yaşadığımız yeri göremeyeceğimizi,
Doğru
düşünmeden ve görüş sahibi olmadan uzaklaşacağımızı,
Gereksiz
isteklerle kendimizi bağlayacağımızı,
İyi
niyet ve amaçları kötüye yoracağımızı,
Kararsızlık
içinde korkularla kendimizi hareketsizleştireceğimizi öğrendik, anladık.
CANIMIZ yüksek âleme ait olduğundan KİRLİ VE UYGUNSUZ İSTEKLERDEN MUHAKKAK KORUNMASI GEREKLİDİR.
*
RAVLİ