8 Eylül 2014 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 1 CİLT 380 İNCİ BEYİT

380-  O sarhoş sevgilim (Şems Hazretleri) elimden kadehi aldı, o cana can katan şarabı (Hak sözlerinin şarap etkisi yaparak insanı kendinden geçiren, benlikten kurtaran şarabı) can gibi çekip içti.

Hem neşede (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevinçle, hafif sarhoşlukla), hem ferahta (Sıkıntısız ve üzüntülü düşünmeden kurtulmuş) candan yüz mertebe ileriye geçti; Gökyüzü kemgöz (Kötü niyetle bakanlardan, nazar değdiren bakışlardan) uzak olsun sizden diyordu.

Saki (Allah’ım), fazlasıyla sun şarabı (Bizleri kendimizden geçir), sun da korku da kaybolup gitsin, ümitin de, düşüncenin de vur boynunu;
Biz neredeyiz, o nerde?

Kadehi (Sözü) getir, sundukça sun, aklını kökünden sök at (Akıl korkunun tesirine girerek yoldan alıkor);

O yüzünü örtmeyen geçimi (Hep ortada olan ve bizi dünya uğraşısına bağlı bırakan), o apaçık görünen zevki (Maddeye bağlı zevklerden), varlık bağından (Sahip olduğumuzu sandığımız dünyalık güvencelerden) kurtar.

Bizim meclisimize sarhoş (Benliğinin bağladığı her şeyi dışarıda bırakarak) gel, yüzündeki örtüyü aç (Kendini bizden gizleme);
Ey Tanrı dilediğini işler” (İbrahim suresi 27) sırrı (Tanrı diledi ve seni bize tanıştırdı), hani evvelce nasıl gelmiştin (Hayalin gelmişti yine hayal gibi gel), gene öyle gel.

Yorulmuş, perişan delileri gör, varlık bağından kurtulanlara bak, aşka gönül verenleri seyret;
İşte bu andır belân’nın  (Allah’ın yarattığı ruhlara hitap ettiği ve cevap aldığı ), çattığı yer.

Daha tez (Çabuk) gel, aklını başına al, geç oldu;
Gönül bu il’e doydu artık;
Onu (Gönlünü) sarhoş et de şu daha çabuk gel demeden gene kurtar onu.
(Yaşadığımız yere doydum, gel de yeni yerlere gidelim)

Elimden şu ipi çöz de Abu-l Hasan’ın (Sofilikle felsefeyi birleştirmeye kalkanın) ayağına bağla, kadehi sun da başımı, ayağımı kaybedeyim gitsin.

Olaylar peşinde dedi-kodular ardında, her an Abu-Ali’yle, Abu-l Alâ ile bahislere dalan kişi (Felsefeyle dini açıklamaya karıştıranlar kişiler) zevksizdir, zevksiz (Beğenilmez, hoşa gitmez).
                            ***   
DİVAN-I KEBİR1
MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul REMZİ KİTABEVİ 93
                             ***
Neler öğrendik:
1.    Mevlana Hazretlerinin sert kişilikli Şems hazretlerini Hak sarhoşluğunu tattırdığını, bu sarhoşlukla neşelenmesini ve ferahlanmasını sağladığını öğrendik.
2.    Şems Hazretlerinin bu Hak sözlerinin verdiği sarhoşluğu beğenip katıldığını öğrendik.
3.    Müslümanların ümit ve korku düşüncesinde yaşadıklarını, bunu aşkın oluşturduğu sarhoşlukla aşmak gerektiğini öğrendik.
4.    Aklın insanı bir yere katar götürdüğünü, sınırlı olduğunu, bu sınırın ötesinde yerlere gitmek için aklımızı atıp aşkın götüreceği yerlere gitmemiz gerektiğini öğrendik.
5.    Mevlana Hazretlerinin şems Hazretlerinden kendilerine Tanrı sırlarını açmasını, açıklamasını, bunu Tanrı’nın da isteği olduğunu istediğini öğrendik.
6.    Allah’a gönül vermiş, düşünceden yorulup perişan olmuş, delilik sınırını aşmış, dünya varlıklarının bağlamalarından kendini kurtarmış âşıkların halini görmesini istediğini, onlara acımasını ve yardım etmesini istediğini öğrendik.
7.    Felsefeyle uğraşanların zevksiz kişiler olduğunu öğrendik.
                                  *
İşte böyle yaren,
Hazreti Mevlana, Şems Hazretlerine kendisi gibi dünyadan bağlarını iyice koparmış, dünyaya doymuş, kendinden geçmiş sarhoş âşıklar gibi Allah’ın başka güzel yerlerine iki âşık gibi gezmeye gidelim davetini yaptığını öğrendik, anladık.
                                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar