350- O zaman Süleyman (Peygamber),
o sevgi yüzünden düzenlere düşeceğinden, belalara uğrayacağından korkup
titremeye başlamıştı.
Ansızın
bir şeytanlıktır, gelip çatmıştı; yücelik, padişahlık kadehi onu estirmişti de
ondan ululuğa kapmıştı.
O
eşsiz padişah, bir an için mülkünün tedbirine düşmüştü, devleri, perileri
saf-saf dizmiş, onlara güvenmiş, dayanmıştı.
Derken
heva ve hevesine (Zevk ve kişisel isteklerine, boş ve
geçici uğraşılara) uyup gaflete düştüğünü anlamış, o bağlardan,
bahçelerden göz yummuş, malının mülkünün kendisine ait olmadığını bilmiş, aklı
başından gitmişti.
Kazara
kendisini o tarafın (İlahi âlemin) sevgisiyle
meşgul olmaktan alıkoydukları için kahır kılıcını devin, perinin boynuna
çalmıştı.
Hemencecik,
herkesin kendisine kul, köle olduğu Şemseddin’in lütfu (İyilikleri), ay gibi doğmuştu da yapma “ Ey
seçilmiş er, yakma âlemi” demiş, onu men etmişti.
Padişahtan
o müjdeyi alınca hemen secde etmişti; Tebriz’den öylesine bir vade almıştı ki
buna iki âlem feda olsa değer.
Şu
yoksul, nasıl ağlayıp inlesin ki o sevgili merhamete (Çaresizlere
yardım etsin, acıyarak sevgiyle korumaya) gelsin.
Şu
gözler, nasıl kan ağlasın ki o gül bahçesini göreyim.
Güneş
(Şems Hazretleri) beni aydınlattı mı az yanıp
yakılıyorum ayrılıktan;
Gönül,
bir yol göstersin bana da yeni baştan işe koyulayım.
Ey
hünerlere sahip olan tüm akıl, bir efsun (Büyü, sihir)
bellet bana, bir çare öğret de o çareye başvurayım, o güzeller güzeli
sevgilinin gönlünde bir merhamet peydahlansın (Meydana
getirsin).
***
DİVAN-I
KEBİR1
MEVLÂNÂ
CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
İstanbul
REMZİ KİTABEVİ 93
***
Neler
öğrendik:
1.
Süleyman
Aleyhisselâma peygamberlik yanında dünya saltanatı verildiğini, kendini büyük
görmeye başlayınca Allah tarafından imtihana sokulduğunu, verilen saltanatın
yetersizliğe, düşkünlüğe uğratılarak nasıl davranacağına bakıldığını öğrendik.
2.
Süleyman
peygamber kendisine verilen mal ve mülkü kendisinin malı olduğunu sanarak dünya
sevgilerine dalmış ve böylece yanlışa düşmüş olduğunu öğrendik.
3.
Şemsi Tebrizi
hazretlerinin uyarısı ve müjdesi ile Süleyman Peygamberin yanlışını görerek
tövbe edip doğru yola tekrar girdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Süleyman
peygamberle Şemsi Tebrizi Hazretlerinin yaşam yılları aynı gözükmemektedir,
buna şaşırma.
Nasıl
ki İlk yaratılan insan ruhunun Hazreti Muhammed ise de son peygamber olarak
dünyaya vücut verilerek indirilmiştir.
Yani
Ruhlar âleminde milyonlarca yıl önce yaratılıp yaşarken sıramız geldiğinde
intihan dünyasına geliriz, ölürüz ve
tekrar geldiğimiz yere döneriz.
Ölmek
ile yok olmadığımızı, ancak bedenimizden ruhumuzun ayrıldığını, peygamber bile
olsa dünyaya gelenin imtihan edileceğini öğrendik, anladık.
Seçilmiş
ruhlar bizim gibi zamana bağlı olmadıklarından Allah’ın emri ve görevlendirmesi
ile tüm zamanlarda vücut bulurlar ve görevlerini tamamlarlar.
Hızır Aleyhisselâm’ın düştüğü yanlıştan kurtarmak için aynı zaman
diliminde yaşamamalarına rağmen Şems Hazretlerinin uyardığını öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ