Salt (İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı) neşeye (Mutlu olmaktan doğan ve dışa vurulan sevince) dalan kişi, nasıl olur da gam yer (Üzüntü duyar);
Şu gök kubbeden dışarı olan gönüle (Kalpte oluşan duyguların kaynağına) gam mı (Üzüntü mü) gelirmiş?
Onun (Aşkın) havasına kapılıp gök gibi muallakta (Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış) duran kişi, nereden yer gibi gam (Üzüntü) tohumunu (Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şeyi) kabullenecek?
***
ÇEVİREN VE HAZIRLAYAN: Abdulbaki GÖLPINARLI
Ajans-TÜRK MATBAACILIK SANAİ ANKARA-1982
***
Neler öğrendik;
İçine yabancı bir şey karıştırmayan neşenin içine dalanın mutlu olacağını, üzüntü duymayacağını öğrendik.
Gönlümüzün dünyaya ait olmadığını, kalbimize yerleştiğini, duygularımızın kaynağını oluşturduğunu, buraya gökten üzüntü gelmeyeceğini öğrendik.
Allah dostu, sevgili Şems Hazretlerine olan aşkın havasına girenin yeryüzünde meydana gelen üzüntüleri kabullenmeyeceğini öğrendik.
*
RAVLİ
