19 Nisan 2023 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8340 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri aşkı anlatıyor)

8340. Derken şu demir (Güçlü, kuvvetli, sert) gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), seni bir ayna (Işığı yansıtan, varlıkların görüntüsünü veren) haline getirir.,

Her solukta bir olgun (Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmişlik, ağır başlılık), bir olgunluk (Mükemmeliyet) yüz gösterir (Ortaya çıkar) sana.


Derken can (Yaşam gücü), zevk aleminde (Çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu dünyasında) sana hem çalgıcı olur (Neşelendirir) , hem sakıylik eder (İnsan ruhuna Allah'ı sevdirir, Allah nuru saçar).,

O emanet (Eminlik, birisine korunması için bırakılan şey) yüklenirdi ya (Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor.” (Ahzab, 33/72), yüklenen candır çünkü.


Bundan sonra işe-güce de boş verirsin, boş verişe de.,

Artık, adam-akıllı (Gerekli olandan çok, oldukça çok, iyice) kaçıp duran o define (Saklanmış değerli şeyler) sende belirir (Ortaya çıkar, görünür olur), onunla tanınırsın (Bu özellikle bilinirsin).


Birçok helvalar, tatlılar yersin ama tadı damağında kalmaz ki;

Ağızdayken tad verir yiyeni;

Tıpkı şimşek gibi hani, çakar-aydınlatır, söner-gider.


Şu tabiat (Doğanın huyu, karekteri), kör olmasaydı, sağır olmasaydı nasıl olurdu da perde kesilen, engel olan, Babül kuyusuna dönen (Büyü öğrenilen yer) o yanı denerdi?


Fakat tabiat, eziyetlerin (Sıkıntı ve güçlüklerin), derdin (Üzüntünün, hastalıkların, ağrıların, sorunların), ta temelinden bitmiş, yetişmiştir.,

Belaların (İçinden çıkılması güç, sakıncalı durumun) zahmetlerin (Güçlüklerin) peşine, ipini koparır da koşar.


Hele bir, gönül alçaklığı (Kendi değerini olduğundan az gösteren, öyle olmadıkları halde başkalarını kendisiyle eşit tutan) göstermelerindeki ululanmayı (Büyüklenmeyi) gör.,

Ululanmadaki sonsuz gönül alçaklığını da, şekillere bürünmüş, halkı al dar ( Sınırlı) bir halde seyret.


Sen tabiatın (Huyunu, karekterini) her sözünü, gene onun kötü yetiştirmesine uy da bu gerçeğe engel olmaz diye bir başka çeşit anla, anlat.


Her kimi, bir başka evin güzelliğiyle bezenmiş görürsen bil ki bu yola girenle yola koyulanları oyalamaktadır o.


Tanık (Gördüğünü, ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit) getirmeler yüzünden seni çağıracaklarından korkuyorsan Tanrı'dan

ölüm tatlılığı dile;

Çünkü ölümün de vakti-saati var.

                            ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                           ***

Neler öğrendik;

  1. Allah dostuna olan aşkın, onu sevgili olarak görmenin, hizmet etmek için kendini sorumlu hissedenin sert kalbinin ayna gibi aldığı ışığı yansıtan, her nefeste olgunlaşan kişi davranışlarını sergileyeceğini öğrendik.

  2. Aşkın insana ayrı bir zevk kazandıracağını, Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan Allah dostlarını tanıyıp yakınlaşacağını öğrendik.

  3. Allah'ın insan oğluna hayvanlara verdiği candan ayrı bir can ve bu canı yöneten akıl verdiği öğrendik.

  4. Bu aşamaya gelen kişinin işe güce önem vermekten vazgeçip kendi içinde gömülü hazinenin farkına varacağını, böyle bilinen insan haline geleceğini öğrendik.

  5. Aşkın tadı aşığın damağında kaldığını, diğer tatlar gibi gelip geçici olmadığını öğrendik.

  6. Kör ve sağır olanların aşkın zevkini almak için büyü öğrenerek elde etmeye kalktıklarını öğrendik.

  7. Dünya işlerine kendini verenin üzüntülerle, sıkıntılarla, dertlerle, ağrılarla, kalıcı ağız tatları olmadan yaşayacaklarını öğrendik.

  8. Aşığın ulu olduğunu fakat alçak gönüllü olarak davrandığını, şekillere bağlanmış halkı parça parça seyrettiğini öğrendik.

  9. Söz huy ve karekterin söylediği şekline bakarak terk etmeden, sözün kötü yetiştirilmekten olduğunu bilerek gerçeğe engel olmayacak şekilde anlamamız ve anlatmamız gerektiğini öğrendik.

  10. Başka kişinin evinin güzelliği ile süslenmişse bu yola girenle, bu yolda olanı oyaladığını , kendi olanaklarımızla süslenmemiz gerektiğini öğrendik.

                        *

İşte böyle yaren;

Ölümün zamanının olduğunu, Allah'tan ölüm tatlılığı dilemek gerektiğini öğrendik, anladık.

                       *

RAVLİ


Popüler Yayınlar