(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
8180. Hafifçe eğiliş, yumuşak-yumuşak (Okşayıcı, tatlı, hoş) övüş (İyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltme) anlam (Kelimeden, sözden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı düşünce) bakımından da farklıdır, görünüş bakımından da ayrı.
Fakat gökyüzünün secde ettiği (Saygı gösterdiği), Arşın (Göğün en yüksek katının) merhaba dediği adama ulaştın mı, bunların hepsi de oyuncak olur-gider.
O güzelim efendiler efendisi, kulları besleyip geliştiren Şemseddin'dir ancak sizi şu vefasız (Sevgisi çabuk geçen, gerçek olmayan) hayalden kurtaran.
Yok olmaktan niceye (Ne zamana kadar) bir korkacaksın, ne vaktedek ümitlere düşeceksin?
Ona razı oluncayadek bu, böyle gider;
Hep onun öfkesinin tepkisidir bunlar.
Gerçekten de canın varlığı (Yaşamı sağlayan varlık) odur;
Sen (Düşüncende yer alan başkası) varken o, yüz döndürür senden;
Hasılı (Sözün kısası) sen, isteğinle yürü, yoklukla (Hiçlikle) uzlaşmaya bak.
Kimi, kat-kat heveslere (İsteğe, eğilime arzuya, şevke) düşersin;
Kimi, kat-kat hayallere (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şeye) kapılırsın.,
Kimi olur, söze (Konuşmalara) dalarsın,
Kimi olur, buluşmayı özlersin (Bir kimseyi, bir yeri veya bir şeyi görmeyi, ona kavuşmayı istersin).
Kimi, düş (Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütün) azıtma (Cinsel duyguların artması) gibi güzelim bir hayal gelir, karşında kırıtır:
Kimi de korkulu rüya gibi bir hayal (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şey) gelir, karşına dikilir.
Hayallere (Zihinde tasarlanan, canlandırılan ve gerçekleşmesi özlenen şeye) dalmak, şu rezil topluluktan da iyidir ya;
Fakat körlüğü (Gerçeği görememe durumuna) hayallenen varlığın budur senin işte.
Derken o yokluk (Göğün 9 uncu katının üst) yanından hayaller belirir ki bundan da, yüzlerce yokluktan beterdir..
Bu yokluklar da varlıklar gibi kat-kattır.
O efendiler efendisinin, o ulular ulusunun kutlu gölgesi (Koruma, kayırma), seni gölgelendirmedikçe (Koruması, kayırması olmadıkça) hiçbir bağın (özgür hareket etme yolu), açılmaz;
Bunu iyice bil a gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı).
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Saygı ve sevgi ile yapılan davranışların ve övgülerin farklı olduğunu, görünüş ve taşıdığı anlam bakımından da ayrı-ayrı olduğunu öğrendik.
Yapılan davranışların ve tanımlamaların gökyüzünün saygı gösterdiği kişiyi tanıyınca saygı-sevgi, övgü gibi anlam yüklenen davranışların ve değerlendirmelerin önemsiz ve kolay iş haline geldiğini öğrendik.
Şems Hazretleri kendisine sevgiyle bağlananların zihninde tasarladıklarını, canlandırdığını ve gerçekleşmesini özlediklerini temizlediğini, bizi mana yönünden besleyip geliştirdiğini öğrendik.
Yok olmaktan korkmamak gerektiğini, efendiler efendisine teslim olmamız gerektiğini öğrendik.
Canımızın varlığının ilşkisinin Şems Hazretleri olduğunu, ben dediğimiz zaman canımıza bakmadığını, ona doğru yürüyüp yokluğu sevip benimsememiz gerektiğini öğrendik.
Hayatın oyalayıcılığından, hayalden, heveslerinden, boş konuşmalardan kurtulmamız gerektiğini, bunların hakikate karşı körlük meydana getirdiğini öğrendik.
Yücelerden gelen verilen kat-kat olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin koruması ve kayırması altına girenlerin bizi bağlayan bağlardan, farkında olmadığımız sıkıntı veren durum ve sorunları gösterip farkında olmamızı sağladığı, çözüm yolları gösterip kurtardığını, gizlice yardım ettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
