(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
8240. Bedenimiz denizde (Aşkın çokluğu, yoğunluğu içinde) gizlenir, yok olur-gider..
O Nuh'un gemisi, ancak biz gizlendikten, yok olduktan sonra yüz gösterir (Ortaya çıkar).
Buluşmada deniz de yok olur, ayrılır da;
Ondan sonradır ki kıyı yüz gösterir.,
Bütün dünya, lalelerimizle, fesleğenlerimizle dolar.
Şimdi, şu ağlayan (Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık ve başka etkiyle gözyaşı döken) gözlerimiz, ne yağdırdıysa ondaki gizli temel, yüzlerce güler gül bahçesi getirir bize.
Şu yeryüzünün doğusu da, batısı da tek, denk (Desteği parelel, yönleri aynı, şiddetleri eşit) bir gül bahçesi kesilir.,
Birbirinin tıpkısı güllerde ne diken belirir, ne çöp.
Her gül fidanının altında Zühre (Güzel yüzlü, yumuşak ve sevimli zarafetiyle, neşeli ve istekli, güzel) yanaklı bir Ay yüzlü oturur da hakaanımızın ardından zevk çengini (Kucakta çalınan kanun benzeri telli çalgı) çalmaya koyulur.
Her solukta tanınmış bir güzel bir bucaktan çıkan masallara karışını, hikayelere dalmış elimize bir şarap (Tanrı şarabı dolu) kadehidir sunar.
Görmedik gözlerimiz, o güzellerden gelen öpücükleri görür;
Şaşırıp kalan gözümüz, şaşkınlıktan da aşkın bir hal alır.
Sevgi canı, amanın da amanın, şu gümüş (Beyaz) bedenli güzellere dikkat edin diye bağırır.,
Gönül, Maşa’Allah (Ne güzel, Allah nazardan saklasın) şu bizim sonu gelmez zevkimize der.
İsteyişte, güzellikte, temizlikte bizim Kevser (Cennette bulunan kutsal ırmağın) kaynağına, bizim Ab-ı hayatımıza (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş aklını kurtararak dirilten sözüne) benzer Tebriz'in toprağıdır ancak.
Tanrı ve din kapısında hizmet, bir armağandar (Sevindiren, mutlu etmek için karşılıksız olarak verilenin sahibidir) sana ey sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi);
Döndür kadehi, sun (İkram et) şarabı (Tanrı şarabını), ne diye bekler-durursun?
Ne diye geciktirirsin ey sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi)?
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Allah'ı arayan, huzuruna çıkmaya çalışan yolcu tufana tutulacağını, bedenin burada gizleneceğini, yok mesafesine geleceğini, bu zaman Nuh'un kurtuluş gemisi kendini göstereceğini öğrendik.
Diğer bir anlatımla ölmekten, yok olmaktan korkmadan, bu yolculuğu tamamlamamız, korunduğumuzu bilerek aşamaları birer bire geçmemiz, kurtuluş gemisine binmemiz, zahmetsizce hedefe gidecek olanağa kavuşmamız gerektiğini öğrendik.
Kurtarıcı Allah dostu kendini gösterip buluşulduğu zaman güzelliklerin kendini göstermeye başlayacağını öğrendik.
Kavuşmada, bu buluşmadan sonra güzelliklerin gelip kendini gösterdiğini, her bucaktan güzel insanların gelip hediyeler sunacağını öğrendik.
Bakıp da göremediklerimizi görür olacağımızı şaşkınlık içine düşeceğimizi öğrendik.
Kavuşan kişinin zevk içinde görünmeyen yokluk dünyasından gelen Tanrı şarabıyla sonsuz zevke dalacağını öğrendik.
Mevlana Hazretlerine sevgiyle bağlanmış kişilerin isteyişi, güzelliği, temizliği Şems Hazretlerinin yetiştiği toprak olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah ve din kapısında hizmet etmenin bir armağan olduğunu, Allah dostlarının insan eli değmeden olmuş Tanrı şarabını sunduklarını, aklı etkisizleştirip eziyetlerden kurtardığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
