(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
8190. Şemseddin’in ayrılığıyla darlıklara düştüm...
Odur zamanın Mesih'i (Hazreti İsa'sı, hastaları iyileştiren, kırıklar onaran), İlacı bulunmayan gözlerimin ilacı.
Aşkının derdi canıma rahattır-huzurdur ama canınım kanım da dökerse yüzlerce kan pahası verir o.
Başı boş akıl (Düşünme, anlama ve kavrama gücünün önemini bilmeyen), dün geldi de kapının halkasını çaldı;
Kim o dedim;
Aç kapıyı.
Gir içeriye.
Dedi ki:
İçeriye nasıl gireyim:
Ev baştan-başa ateş içinde;
Yokluk ateşleriyle iki (Madde ve mana) dünyayı da yakıp yandırmada.
Gam yeme (Üzülme) dedim ona, adamcasına bas ayağını;
Bas da seni varlıktan tertemiz etsin;
Böylece seçsin seni de var olasın.
Sonu görür olmaya kalkışma da sonu görür bir hale gel;
Sonunda da Tanrı Aslanı'na dön;
Yiğitlikte ≪O'ndan başka yiğit yok≫ densin.
Sonunda, yokluktan baş gösterdi mi, varlığını, mutlak cem olmuş, muradına ermiş, ≪Hel eta≫ meydanının tek binicisi (Tanrı uğruna yoksulu, yetimi, tutsağı doyuran) olarak gör.
Tümden aşk, tümden lütuf (Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik ve yardım), tümden kudret (Güç iktidar), tümden göz-görüş..
Varlıktan şehid (Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse) olmuş;
Yoklukta Murtaza (Hazreti Ali'nin lakabı)(Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden) kesilmiş.
O yokluk denen alem (Tanrı yakınlığı) var ya;
Varlıkta dalgaları vardır onun;
Şu yedi değirmen (İnsanların yaşadığı 7 kıta), onun korkusuyla, onun dalgasıyla döner.
O dalgaya dalarsın da bunu sorarlarsa sana, ben sufiyim (Kendimi Allah'a adamışım) dersin;
Sufi, geçmişi anmaz (Akla getirerek sözünü etmez, düşünmez, söylemez, hatırlamaz) da, okumaz (Çağırmaz, davet etmez) da
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerinin zamanın hastaları iyileştiren, sakatları onaran, göremeyen gözlere kuvvet veren, bu güç ve yetkide olduğunu öğrendik.
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerine tam olarak inanıp bağlandığını öğrendik.
Şems Hazretlerin bulunduğu yere girmek için arzulardan, isteklerden, dilek ve maksada ait sözden vazgeçmekle olacağını öğrendik.
Şems Hazretlerinin bulunduğu yerin ateşler içinde olduğu görüleceğini yani sahip olduklarından vazgeçmenin zor olduğunu, insanı yakan bir etki verdiğini, dünya ile varlıkla bağlandığın tüm bağlardan temizlenmek için yokluk âlemine girmek için tertemiz olmanın gerekli olduğunu öğrendik.
Hazreti Ali'i örnek almamız, sonu düşünmeden, adam gibi Allah dostuna itaat ederek kahramanca emredilen şekilde varlıktan kurtulmak için savaşmamız gerektiğini öğrendik.
Yokluğa ulaşanın yokluktan da geçip can gözünü açacağını, yokluğun gözüyle başkalarının göremediklerini görmeye başlayacağını, rahat ve huzur içine doğru yürüneceğini, yokluk elbisesini giyinip sevgiyi sürdürerek, sevgi ve dostluk bağlılığı içinde Tanrı şarabını içmemiz gerektiğini öğrendik.
Tümden aşk kesilen kişinin iyiliğe, yardıma, kayılmaya, kuvvete, kudrete tümü gören göze ve görüşe sahip olarak cennette sunulacak olan Tanrı şarabını yaşarken içeceğini öğrendik.
Kendini Allah'a adamış kişinin geçmişini geride bırakarak Allah ulaşmak için yol aldığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Göğün 9 katın üstünde olan yokluk âleminde tasarlananların insanların yaşadıkları yerlerde vücut bularak hareket ve yaşam sağladıklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
