(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
7700.Tamahkârlıkta (Açgözlülükte) böylesin, bağıştaysa bir dünyasın..
Sana karşı herkes şaşırmış-kalmış, nede acayip (Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabancı) işler göstermedesin.
Sus a Safûra (Şuayb peygamberin kızı, Musa peygamberin karısı), bırak onu ;
Irmaktan çıkıyorsun da (Peygamberden babadan çıkıp peygamberle evleniyorsun) ırmaktan başka ne arıyorsun ki?
İraden (Dilemen, istemen, üstüne düşmek, yapmak istemen) elinde değil, tümden zora (Sıkıntıya veya güçlükle yapılan) katlanmışsın, kendi dileğinle dönmüyorsun;
Değirmene benziyorsun sen.
Sen bir testisin (Geniş gövdeli, dar boğazlı toprak, cam, metal su kabı), ırmağa tutsaksın;
Fakat ırmaktan ayrılınca da ırmaktan başka ne ararsın sen.
Kendi - kendine ne yapmak istiyorsun?
Dahraya (Tahra-bir çeşit enli büyük bıçak) tutsaksın sen.
Kendinden ne söylüyorsun ki?
Dağdan gelen bir yankısın (Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses) sen.
Sus a nağme (Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi), sıçra damın (Düz çatının) kıyısından..
Çünkü can sesisin (Kulağın duyabildiği titreşimsin, sedasın) sen, tümden nağmesin (Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi) sen.
Kimi olur, deve gibi ürkersin.,
Kimi olur, bir av gibi (Kaçarken) balçığa saplanır-kalırsın.
A geçip giden oğlan, niceye bir kaçacaksın?
Sonunda olanlar olacak sana.
Cihetsizliğe (Yönsüzlüğe) yönel, git de orda ara.,
A gönül, ne vaktedek (Ne zamana kadar) sebeplerde (Bir şeyin olmasına yol açan şeylerde), illetlerde (Hastalık derecesine varan alışkanlıkta, bozuklukta) arayacaksın?
Aramadasın, tutmuş, çalgıya-çengiye (Neşeye ve gürültülü biçimde yaşamaya) düşmüşsün.,
Yün hırka giyinmişsin;
Sonra da ağır (Değeri çok olan, gösterişli) elbiseler ummadasın (İstemedesin, beklemedesin).
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Şems Hazretlerinin sıradışı davranışlarda bulunduğunu, toplumun yaptıklarına şaşırıp kaldığını öğrendik.
Peygamber babadan sonra peygambere varanın susarak başka bir arayışlardan çekinmesi gerektiğini öğrendik.
Hayatın normal akışına kendini kaptıranın değirmene benzeyeceğini öğrendik.
Kim nereye aitse, ve nereden besleniyorsa, doluyorsa başka arayışta olmayacağını öğrendik.
Kendi kararlarını veren ve bunda ısrarlı olanların bıçak gibi her meseleyi kendi karar verip uygulamaya çalışacaklarını, bu karırına kendisini esir edeceğini öğrendik.
Kendinden söylediğini söyleyenlerin aslında yankıdan duyduklarını tekrar eden ikinci ses olduğunu öğrendik.
Tanrıdan cana gelen sesi duyanın tümden güzel ve uyumlu mutlu bir hale geleceklerini öğrendik.
Hayatın akışında ürkmek, kaçmak, batağa saplanmak, olduğunu ama kaçmak ile kurtuluş olmadığını, olacak olunca anlayacaklarını öğrendik.
Yukarı, aşağı, sağ, sol, ön, arka dediğimiz yönlerden vazgeçip yönsüzlüğe yönelmemiz, her ne arıyorsak yönsüzlük yereinde aramamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aradığımız çok değerli, ağırbaşlı, gösterişli kişi olmak isteyişimizin, eğlenceye düşkünlükle, gösterişli elbiseler giymekle elde edilemeyeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
