(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
6510. Huyun (Alışkanlıkların) hoşsa ne diye yalnız kalmışsın?
Vamık'san (Sevensen) ne diye Azra'lık (Sevilen gibi davranış) satarsın?
Pislikböceği (Bok böceği) gibi balçık içinde kendi kendini yeyip durmadasın (Açığa vurmadan içten içe üzülmektesin);
Pislik (Kötü, zararlı davranış veya iş) çekedur;
Buna layıksın (Uygunsun, yaraşansın) sen.
İsterse padişah olsun, bil ki herkes dert içindedir, herkeste bir aşk (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu) derdi (Üzüntüsü), bir aşk belası (İçinden çıkılması güç, sakıncılı durum) var.
Sus da Tanrı'nın kapı açısını (Allah dostunu) seyret;
Ne diye kapıları bağlayan düşünceye dalıp gidersin?
Sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru “Aydınlık, ışık, iyilik, yardım, bağış, bolluk, az maldan çok yararlanmak, kalpte oluşan duygu kaynağı ile bilmek, Allah'ı hakkıyla tanımak bilincini” saçan), sun o bakama (Büyükanneye) benzeyen kızıl şarabı.,
Sanki onu kanımla karmışım, karıştırmışım.
Sağrağını (Büyük kadehi) ağzıma döktün mü, parıltısı, yanaklarımda görünür.
Ne mutlu fırsatı ganimet bilen (Tanrı şarabı içmiş) sarhoşa.,
Yazık borçluluk yüzünden ayık kalana.
Gamlara battıysan gamlı-gamlı şarap iç.,
Gamlıyken şarap içmek neşe verir;
Neşeyi arttırır.
A dudakları tatlı güzel, gel;
Mahremsen (Bizden biriysen), yabancı değilsen hürmeti vacip (Yapılması gerekli) olan şarabı (Tanrı şarabı) iç.
Sufiysen (Kendini Tanrıya adamış kişi isen) yarının adını bile anma.,
Solukdaşsan (Aynı yerde birlikte isen) şu solukta bir ol, birliğe ulaş.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
İnsan kalbinde oluşan duygularının kaynağı yani gönlü düşünce ile huzur buluyorsa sarhoşluğu koşmadığını, müziğe sarılmadığını öğrendik
İnsan canı düşünce ile huzur buluyorsa sarhoşluğu koşmadığını, müziğe sarılmadığını öğrendik.
Seven insanın sevilen gibi davranış göstermesinin yanlış olduğunu öğrendik.
Duyguda, gönülde, can da hoşluğu bulamayanın bok böceği gibi yaşam sürecini tamamlayacağını öğrendik.
Yaşayan ne konumda ve durumda olursa olsun sıkıntı içinde olacağını, bir sıkıntı gidince diğer bir sıkıntının yer alacağını öğrendik.
Sorunlarla uğraşıp durmayı bir kenara bırakıp ilahi kapıları açan, bizi içeri alacak Allah dostlarının yaşam serüvenini ve önerdiği hakikate götüren önermeleri seyretmemiz gerektiğini öğrendik.Allah dostundan; İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişinin sunacağı Tanrı şarabını içip kanımıza karıştırmamız gerektiğini öğrendik.
Tanrı şarabının parıltısının yanakların kızarmasından görüneceğini öğrendik.
Tanrı şarabının kişiyi üzüntülü durumdan kurtarıp neşeye döndüreceğini öğrendik.
Mevlevilere yakın olanın Tanrı şarabından içmesi gerektiğini, yabancılara verilmediğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kendini Tanrıya adamış kişinin yarını hiç önemsememesi gerektiğini, bir arada olanların birliğe ulaşmaları gerektiğini öğrendik, anladık.
RAVLİ
